İş Kanunu (4857 S.K.)
İŞ KANUNU
Kanun
Numarası : 4857
Kabul
Tarihi : 22/5/2003
Yayımlandığı
Resmî Gazete : Tarih : 10/6/2003 Sayı : 25134
Yayımlandığı
Düstur : Tertip : 5 Cilt : 42
BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler
Amaç ve kapsam
Madde 1 – Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş
sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına
ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.
Bu
Kanun, 4 üncü Maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, bu işyerlerinin
işverenleri ile işveren vekillerine ve işçilerine faaliyet konularına bakılmaksızın
uygulanır.
İşyerleri,
işverenler, işveren vekilleri ve işçiler, 3 üncü maddedeki bildirim gününe bakılmaksızın
bu Kanun hükümleri ile bağlı olurlar.
Tanımlar
Madde 2 – Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan
gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği
olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye
iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddî olan
ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.
İşverenin
işyerinde ürettiği mal veya hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı
yönetim altında örgütlenen yerler (işyerine bağlı yerler) ile dinlenme, çocuk emzirme,
yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden ve meslekî eğitim ve avlu gibi diğer
eklentiler ve araçlar da işyerinden sayılır.
İşyeri,
işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında
bir bütündür.
(Ek fıkra: 23/7/2010-6009/48 md.; Mülga dördüncü fıkra: 20/6/2012-6331/37
md.)
İşveren
adına hareket eden ve işin, işyerinin ve işletmenin yönetiminde görev alan kimselere
işveren vekili denir. İşveren vekilinin bu sıfatla işçilere karşı işlem ve yükümlülüklerinden
doğrudan işveren sorumludur.
Bu
Kanunda işveren için öngörülen her çeşit sorumluluk ve zorunluluklar işveren vekilleri
hakkında da uygulanır. İşveren vekilliği sıfatı, işçilere tanınan hak ve yükümlülükleri
ortadan kaldırmaz.
Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine
ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği
ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği
işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı
işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide
asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan,
iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan
yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
Asıl
işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi
suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile
alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren
ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan
itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği
ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt
işverenlere verilemez.
(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/18 md.) Kanuna veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesine dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin en az yüzde ellisine sahip oldukları ortaklıklarda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya diğer kanun hükümleri çerçevesinde, hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince, yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmış olmalarına dayanarak;[1]
a) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait kadro veya pozisyonlara atanmaya,
b) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait işyerlerinin kadro veya pozisyonlarında çalışanlar için toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanmaya,
hak kazanamazlar.
(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/18 md.) Sekizinci fıkrada belirtilen işyerlerinde yükleniciler dışında kalan işverenler tarafından çalıştırılanlar ile bu işyerlerinin tâbi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde kendi nam ve hesabına sözleşme yaparak üstlendiği ihale konusu işte doğrudan kendileri çalışanlar da aynı hükümlere tâbidir. Sekizinci fıkrada belirtilen kurum, kuruluş veya ortaklıkların sermayesine katıldıkları ortaklıkların kadro veya pozisyonlarında çalışan işçilerin, ortak durumundaki kamu kurum, kuruluş veya ortaklıkların kadro veya pozisyonlarına atanma ya da bu kurum, kuruluş veya ortaklıklarda geçerli olan malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanma talepleri hakkında da sekizinci fıkra hükümleri uygulanır. Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere;
a) İşe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluşları ve ortaklıklarına bırakılması,
b) Hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde ya da geçici işçi olarak aynı iş yerinde daha önce çalışmış olanların çalıştırılmasına devam olunması,
yönünde hükümler konulamaz.
İşyerini bildirme
Madde 3 – Bu Kanunun kapsamına giren nitelikte bir işyerini kuran, her ne suretle
olursa olsun devralan, çalışma konusunu kısmen veya tamamen değiştiren veya herhangi
bir sebeple faaliyetine son veren ve işyerini kapatan işveren, işyerinin unvan ve
adresini, çalıştırılan işçi sayısını, çalışma konusunu, işin başlama veya bitme
gününü, kendi adını ve soyadını yahut unvanını, adresini, varsa işveren vekili veya
vekillerinin adı, soyadı ve adreslerini bir ay içinde bölge müdürlüğüne bildirmek
zorundadır.
(Değişik ikinci fıkra:
15/5/2008-5763/1 md.)
Bu Kanunun 2 nci maddesinin altıncı fıkrasına göre iş alan alt işveren; kendi işyerinin
tescili için asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi ve gerekli
belgelerle birlikte, birinci fıkra hükmüne göre bildirim yapmakla yükümlüdür. Bölge
müdürlüğünce tescili yapılan bu işyerine ait belgeler gerektiğinde iş müfettişlerince
incelenir. İnceleme sonucunda muvazaalı işlemin tespiti halinde, bu tespite ilişkin
gerekçeli müfettiş raporu işverenlere tebliğ edilir. Bu rapora karşı tebliğ tarihinden
itibaren otuz iş günü içinde işverenlerce
yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. (Değişik
beşinci cümle: 16/9/2014-6552/1 md.) İtiraz üzerine görülecek olan dava basit yargılama usulüne göre
dört ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi hâlinde
Yargıtay altı ay içinde kesin olarak karar verir. Kamu idarelerince bu raporlara
karşı yetkili iş mahkemelerine itiraz edilmesi ve mahkeme kararlarına karşı diğer
kanun yollarına başvurulması zorunludur. Rapora otuz iş günü içinde itiraz edilmemiş
veya mahkeme muvazaalı işlemin tespitini onamış ise tescil işlemi iptal edilir ve
alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılır.[2][3]
(Ek fıkra:11/6/2003-4884/10 md.) Ancak, şirketlerin tescil kayıtları ise ticaret sicili
memurluklarının gönderdiği belgeler üzerinden yapılır ve bu belgeler ilgili ticaret
sicili memurluğunca bir ay içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ilgili bölge
müdürlüklerine gönderilir.
(Ek fıkra: 15/5/2008-5763/1 md.) Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin kurulması, bildirimi
ve işyerinin tescili ile yapılacak sözleşmede bulunması gerekli diğer hususlara
ilişkin usul ve esaslar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak
yönetmelikle belirlenir.
İstisnalar
Madde 4 –Aşağıda belirtilen işlerde ve iş ilişkilerinde
bu Kanun hükümleri uygulanmaz;
a)
Deniz ve hava taşıma işlerinde,
b)
50’den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde
veya işletmelerinde,
c)
Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri,
d)
Bir ailenin üyeleri ve 3 üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil) hısımları arasında
dışardan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde,
e)
Ev hizmetlerinde,
f)
(…)[4] çıraklar
hakkında,
g)
Sporcular hakkında,
h)
Rehabilite edilenler hakkında,
ı)
507 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Kanununun 2 nci maddesinin tarifine uygun üç kişinin
çalıştığı işyerlerinde.
Şu
kadar ki;
a)
Kıyılarda veya liman ve iskelelerde gemilerden karaya ve karadan gemilere yapılan
yükleme ve boşaltma işleri,
b)
Havacılığın bütün yer tesislerinde yürütülen işler,
c)
Tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda
görülen işler,
d)
Tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri,
e)
Halkın faydalanmasına açık veya işyerinin eklentisi durumunda olan park ve bahçe
işleri,
f)
Deniz İş Kanunu kapsamına girmeyen ve tarım işlerinden sayılmayan, denizlerde çalışan
su ürünleri üreticileri ile ilgili işler,
Bu
Kanun hükümlerine tabidir.
Eşit davranma ilkesi
Madde 5 – (Ek:
6/2/2014-6518/57 md.) İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet,
engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı
ayrım yapılamaz.
İşveren,
esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmî süreli çalışan
işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı
işlem yapamaz.
İşveren,
biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye,
iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona
ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz.
Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha
düşük ücret kararlaştırılamaz.
İşçinin
cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin
uygulanmasını haklı kılmaz.
İş
ilişkisinde veya sona ermesinde yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davranıldığında
işçi, dört aya kadar ücreti tutarındaki uygun bir tazminattan başka yoksun bırakıldığı
haklarını da talep edebilir. 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 31 inci maddesi hükümleri
saklıdır.
20
nci madde hükümleri saklı kalmak üzere işverenin yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı
davrandığını işçi ispat etmekle yükümlüdür. Ancak, işçi bir ihlalin varlığı ihtimalini
güçlü bir biçimde gösteren bir durumu ortaya koyduğunda, işveren böyle bir ihlalin
mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur.
İşyerinin veya bir bölümünün
devri
Madde 6 – İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî
bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde
veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte
devralana geçer.
Devralan
işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren
yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür.
Yukarıdaki
hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi
gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu
yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl
ile sınırlıdır.
Tüzel
kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte
sorumluluk hükümleri uygulanmaz.
Devreden
veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün
devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz.
Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu
değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden
derhal fesih hakları saklıdır.
Yukarıdaki
hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün
başkasına devri halinde uygulanmaz.
Geçici iş ilişkisi
Madde 7 – (Değişik:
6/5/2016-6715/1 md.)
Geçici iş ilişkisi,
özel istihdam bürosu aracılığıyla ya da holding bünyesi içinde veya aynı şirketler
topluluğuna bağlı başka bir işyerinde görevlendirme yapılmak suretiyle kurulabilir.
Özel istihdam bürosu
aracılığıyla geçici iş ilişkisi, Türkiye İş Kurumunca izin verilen özel istihdam
bürosunun bir işverenle geçici işçi sağlama sözleşmesi yaparak bir işçisini geçici
olarak bu işverene devri ile;
a) Bu Kanunun 13
üncü maddesinin beşinci fıkrası ile 74 üncü maddesinde belirtilen hâllerde, işçinin
askerlik hizmeti hâlinde ve iş sözleşmesinin askıda kaldığı diğer hâllerde,
b) Mevsimlik tarım
işlerinde,
c) Ev hizmetlerinde,
d) İşletmenin günlük
işlerinden sayılmayan ve aralıklı olarak gördürülen işlerde,
e) İş sağlığı ve
güvenliği bakımından acil olan işlerde veya üretimi önemli ölçüde etkileyen zorlayıcı
nedenlerin ortaya çıkması hâlinde,
f) İşletmenin ortalama
mal ve hizmet üretim kapasitesinin geçici iş ilişkisi kurulmasını gerektirecek ölçüde
ve öngörülemeyen şekilde artması hâlinde,
g) Mevsimlik işler
hariç dönemsellik arz eden iş artışları hâlinde,
kurulabilir.
Geçici işçi sağlama
sözleşmesi ikinci fıkranın (a) bendinde sayılan hâllerin devamı süresince, (b) ve
(c) bentlerinde sayılan hâllerde süre sınırı olmaksızın, diğer bentlerde sayılan
hâllerde ise en fazla dört ay süreyle kurulabilir. Yapılan bu sözleşme ikinci fıkranın
(g) bendi hariç toplam sekiz ayı geçmemek üzere en fazla iki defa yenilenebilir.
Geçici işçi çalıştıran işveren, belirtilen sürenin sonunda aynı iş için altı ay
geçmedikçe yeniden geçici işçi çalıştıramaz.
Bu Kanunun 29 uncu
maddesi kapsamında toplu işçi çıkarılan işyerlerinde sekiz ay süresince, kamu kurum
ve kuruluşlarında ve yer altında maden çıkarılan işyerlerinde bu maddenin ikinci
fıkrası kapsamında geçici iş ilişkisi kurulamaz.
Geçici işçi çalıştıran
işveren, grev ve lokavtın uygulanması sırasında 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı
Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun 65 inci maddesi hükümleri saklı kalmak
kaydıyla geçici iş ilişkisiyle işçi çalıştıramaz.
İkinci fıkranın (f) bendi kapsamında geçici iş ilişkisi ile çalıştırılan
işçi sayısı, işyerinde çalıştırılan işçi sayısının dörtte birini geçemez. Ancak,
on ve daha az işçi çalıştırılan işyerlerinde beş işçiye kadar geçici iş ilişkisi
kurulabilir. İşçi sayısının tespitinde, kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar,
çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. Geçici işçi
sağlama sözleşmesi ile çalışan işçi, 30 uncu maddenin uygulanmasında özel istihdam
bürosu ve geçici işçi çalıştıran işverenin işçi sayısına dâhil edilmez.
Geçici işçi çalıştıran
işveren, iş sözleşmesi feshedilen işçisini fesih tarihinden itibaren altı ay geçmeden
geçici iş ilişkisi kapsamında çalıştıramaz.
Geçici işçi, geçici
işçi çalıştıran işverenden özel istihdam bürosunun hizmet bedeline mahsup edilmek
üzere avans veya borç alamaz.
Geçici işçi çalıştıran
işveren;
a) İşin gereği ve
geçici işçi sağlama sözleşmesine uygun olarak geçici işçisine talimat verme yetkisine
sahiptir.
b) İşyerindeki açık
iş pozisyonlarını geçici işçisine bildirmek ve Türkiye İş Kurumu tarafından istenecek
belgeleri belirlenen sürelerle saklamakla yükümlüdür.
c) Geçici işçinin
iş kazası ve meslek hastalığı hâllerini özel istihdam bürosuna derhâl, 31/5/2006
tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13
üncü ve 14 üncü maddelerine göre ilgili mercilere bildirmekle yükümlüdür.
d) Geçici işçileri
çalıştıkları dönemlerde, işyerindeki sosyal hizmetlerden eşit muamele ilkesince
yararlandırır. Geçici işçiler, çalışmadıkları dönemlerde ise özel istihdam bürosundaki
eğitim ve çocuk bakım hizmetlerinden yararlandırılır.
e) İşyerindeki geçici
işçilerin istihdam durumuna ilişkin bilgileri varsa işyeri sendika temsilcisine
bildirmekle yükümlüdür.
f) 20/6/2012 tarihli
ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 17 nci maddesinin altıncı fıkrasında
öngörülen eğitimleri vermekle ve iş sağlığı ve güvenliği açısından gereken tedbirleri
almakla, geçici işçi de bu eğitimlere katılmakla yükümlüdür.
Geçici işçinin, geçici
işçiyi çalıştıran işverenin işyerindeki çalışma süresince temel çalışma koşulları,
bu işçilerin aynı işveren tarafından aynı iş için doğrudan istihdamı hâlinde sağlanacak
koşulların altında olamaz.
Geçici iş ilişkisinde
işveren özel istihdam bürosudur. Özel istihdam bürosu aracılığıyla geçici iş ilişkisi,
geçici işçi ile iş sözleşmesi, geçici işçi çalıştıran işveren ile geçici işçi sağlama
sözleşmesi yapmak suretiyle yazılı olarak kurulur. Özel istihdam bürosu ile geçici
işçi çalıştıran işveren arasında yapılacak geçici işçi sağlama sözleşmesinde; sözleşmenin
başlangıç ve bitiş tarihi, işin niteliği, özel istihdam bürosunun hizmet bedeli,
varsa geçici işçi çalıştıran işverenin ve özel istihdam bürosunun özel yükümlülükleri
yer alır. Geçici işçinin, Türkiye İş Kurumundan veya bir başka özel istihdam bürosundan
hizmet almasını ya da iş görme edimini yerine getirdikten sonra geçici işçi olarak
çalıştığı işveren veya farklı bir işverenin işyerinde çalışmasını engelleyen hükümler
konulamaz. Geçici işçi ile yapılacak iş sözleşmesinde, işçinin ne kadar süre içerisinde
işe çağrılmazsa haklı nedenle iş sözleşmesini feshedebileceği belirtilir. Bu süre
üç ayı geçemez.
İkinci fıkranın (f)
bendi kapsamında kurulan geçici iş ilişkisinde, geçici işçi çalıştıran işveren işyerinde
bir ayın üzerinde çalışan geçici işçilerin ücretlerinin ödenip ödenmediğini çalıştığı
süre boyunca her ay kontrol etmekle, özel istihdam bürosu ise ücretin ödendiğini
gösteren belgeleri aylık olarak geçici işçi çalıştıran işverene ibraz etmekle yükümlüdür.
Geçici işçi çalıştıran işveren, ödenmeyen ücretler mevcut ise bunlar ödenene kadar
özel istihdam bürosunun alacağını ödemeyerek, özel istihdam bürosunun alacağından
mahsup etmek kaydıyla geçici işçilerin en çok üç aya kadar olan ücretlerini doğrudan
işçilerin banka hesabına yatırır. Ücreti ödenmeyen işçiler ve ödenmeyen ücret tutarları
geçici işçi çalıştıran işveren tarafından çalışma ve iş kurumu il müdürlüğüne bildirilir.
Sözleşmede belirtilen
sürenin dolmasına rağmen geçici iş ilişkisinin devam etmesi hâlinde, geçici işçi
çalıştıran işveren ile işçi arasında sözleşmenin sona erme tarihinden itibaren belirsiz
süreli iş sözleşmesi kurulmuş sayılır. Bu durumda özel istihdam bürosu işçinin geçici
iş ilişkisinden kaynaklanan ücretinden, işçiyi gözetme borcundan ve sosyal sigorta
primlerinden sözleşme süresiyle sınırlı olmak üzere sorumludur.
Geçici işçi, işyerine
ve işe ilişkin olmak kaydıyla kusuru ile neden olduğu zarardan, geçici işçi çalıştıran
işverene karşı sorumludur.
İşverenin, devir
sırasında yazılı rızasını almak suretiyle bir işçisini, holding bünyesi içinde veya
aynı şirketler topluluğuna bağlı başka bir işyerinde iş görme edimini yerine getirmek
üzere geçici olarak devretmesi hâlinde de geçici iş ilişkisi kurulmuş olur. Bu fıkra
kapsamında geçici iş ilişkisi, yazılı olarak altı ayı geçmemek üzere kurulabilir
ve en fazla iki defa yenilenebilir. İşçisini geçici olarak devreden işverenin ücret
ödeme yükümlülüğü devam eder. Geçici iş ilişkisi kurulan işveren, işçinin kendisinde
çalıştığı sürede ödenmeyen ücretinden, işçiyi gözetme borcundan ve sosyal sigorta
primlerinden, devreden işveren ile birlikte sorumludur. Dördüncü, beşinci, onuncu
ve on dördüncü fıkralar ve dokuzuncu fıkranın (a) ve (f) bentleri ile (d) bendinin
birinci cümlesinde düzenlenen hak ve yükümlülükler bu fıkraya göre kurulan geçici
iş ilişkisinde de uygulanır.
İKİNCİ BÖLÜM
İş Sözleşmesi,
Türleri ve Feshi
Tanım ve şekil
Madde 8 – İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı
olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan
sözleşmedir. İş sözleşmesi, Kanunda aksi belirtilmedikçe, özel bir şekle tâbi değildir.
Süresi
bir yıl ve daha fazla olan iş sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması zorunludur.
Bu belgeler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.
Yazılı
sözleşme yapılmayan hallerde işveren işçiye en geç iki ay içinde genel ve özel çalışma
koşullarını, günlük ya da haftalık çalışma süresini, temel ücreti ve varsa ücret
eklerini, ücret ödeme dönemini, süresi belirli ise sözleşmenin süresini, fesih halinde
tarafların uymak zorunda oldukları hükümleri gösteren yazılı bir belge vermekle
yükümlüdür. Süresi bir ayı geçmeyen belirli süreli iş sözleşmelerinde bu fıkra hükmü
uygulanmaz. İş sözleşmesi iki aylık süre dolmadan sona ermiş ise, bu bilgilerin
en geç sona erme tarihinde işçiye yazılı olarak verilmesi zorunludur.
Türü ve çalışma biçimlerini
belirleme serbestisi
Madde 9 – Taraflar iş sözleşmesini, Kanun hükümleriyle
getirilen sınırlamalar saklı kalmak koşuluyla, ihtiyaçlarına uygun türde düzenleyebilirler.
İş
sözleşmeleri belirli veya belirsiz süreli yapılır. Bu sözleşmeler çalışma biçimleri
bakımından tam süreli veya kısmî süreli yahut deneme süreli ya da diğer türde oluşturulabilir.
Sürekli ve süreksiz
işlerdeki iş sözleşmeleri
Madde 10 – Nitelikleri bakımından en çok otuz iş
günü süren işlere süreksiz iş, bundan fazla devam edenlere sürekli iş denir.
Bu Kanunun 3, 8, 12, 13, 14, 15, 17, 23, 24, 25, 26, 27,
28, 29, 30, 31, 34, 53, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 75, 80 ve geçici 6 ncı maddeleri
süreksiz işlerde yapılan iş sözleşmelerinde uygulanmaz. Süreksiz işlerde, bu maddelerde
düzenlenen konularda Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
Belirli ve belirsiz
süreli iş sözleşmesi
Madde 11 – İş ilişkisinin bir süreye bağlı olarak
yapılmadığı halde sözleşme belirsiz süreli sayılır. Belirli süreli işlerde veya
belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi objektif
koşullara bağlı olarak işveren ile işçi arasında yazılı şekilde yapılan iş sözleşmesi
belirli süreli iş sözleşmesidir.
Belirli süreli iş sözleşmesi, esaslı bir neden olmadıkça,
birden fazla üst üste (zincirleme) yapılamaz. Aksi halde iş sözleşmesi başlangıçtan
itibaren belirsiz süreli kabul edilir.
Esaslı
nedene dayalı zincirleme iş sözleşmeleri, belirli süreli olma özelliğini korurlar.
Belirli ve belirsiz
süreli iş sözleşmesi ayırımın sınırları
Madde 12 – Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan
bir neden olmadıkça, salt iş sözleşmesinin süreli olmasından dolayı belirsiz süreli
iş sözleşmesiyle çalıştırılan emsal işçiye göre farklı işleme tâbi tutulamaz.
Belirli
süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçiye, belirli bir zaman ölçüt alınarak ödenecek
ücret ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatler, işçinin çalıştığı süreye orantılı
olarak verilir. Herhangi bir çalışma şartından yararlanmak için aynı işyeri veya
işletmede geçirilen kıdem arandığında belirli süreli iş sözleşmesine göre çalışan
işçi için farklı kıdem uygulanmasını haklı gösteren bir neden olmadıkça, belirsiz
süreli iş sözleşmesi ile çalışan emsal işçi hakkında esas alınan kıdem uygulanır.
Emsal
işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan
işçidir. İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun
bir işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen belirsiz süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan
işçi dikkate alınır.
Kısmî süreli ve tam
süreli iş sözleşmesi
Madde 13 – İşçinin normal haftalık çalışma süresinin,
tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi
durumunda sözleşme kısmî süreli iş sözleşmesidir.
Kısmî
süreli iş sözleşmesi ile çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça,
salt iş sözleşmesinin kısmî süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre
farklı işleme tâbi tutulamaz. Kısmî süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin
bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı
olarak ödenir.
Emsal
işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte tam süreli çalıştırılan işçidir. İşyerinde
böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun işyerinde aynı veya
benzer işi üstlenen tam süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan işçi esas alınır.
İşyerinde
çalışan işçilerin, niteliklerine uygun açık yer bulunduğunda kısmî süreliden tam
süreliye veya tam süreliden kısmî süreliye geçirilme istekleri işverence dikkate
alınır ve boş yerler zamanında duyurulur.
(Ek
fıkra: 29/1/2016-6663/21 md.) Bu kanunun 74 üncü maddesinde öngörülen izinlerin bitiminden
sonra mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden ay başına kadar bu
maddeye göre ebeveynlerden biri kısmi süreli çalışma talebinde bulunabilir. Bu talep
işveren tarafından karşılanır ve geçerli fesih nedeni sayılmaz. Bu fıkra kapsamında
kısmi süreli çalışmaya başlayan işçi, aynı çocuk için bir daha bu haktan faydalanmamak
üzere tam zamanlı çalışmaya dönebilir. Kısmi süreli çalışmaya geçen işçinin tam
zamanlı çalışmaya başlaması durumunda yerine işe alınan işçinin iş sözleşmesi kendiliğinden
sona erer. Bu haktan faydalanmak veya tam zamanlı çalışmaya geri dönmek isteyen
işçi işverene bunu en az bir ay önce yazılı olarak bildirir. Ebeveynlerden birinin
çalışmaması hâlinde, çalışan eş kısmi süreli çalışma talebinde bulunamaz. Üç yaşını
doldurmamış bir çocuğu eşiyle birlikte veya münferiden evlat edinenler de çocuğun
fiilen teslim edildiği tarihten itibaren bu haktan faydalanır.
(Ek fıkra:
29/1/2016–6663/21 md.) Beşinci fıkra
kapsamında hangi sektör veya işlerde kısmi çalışma yapılabileceği ile uygulamaya
ilişkin usul ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle
belirlenir.
Çağrı üzerine çalışma
ve uzaktan çalışma[5]
Madde 14 – Yazılı sözleşme ile işçinin yapmayı üstlendiği
işle ilgili olarak kendisine ihtiyaç duyulması halinde iş görme ediminin yerine
getirileceğinin kararlaştırıldığı iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışmaya dayalı kısmi
süreli bir iş sözleşmesidir.
Hafta,
ay veya yıl gibi bir zaman dilimi içinde işçinin ne kadar süreyle çalışacağını taraflar
belirlemedikleri takdirde, haftalık çalışma süresi yirmi saat kararlaştırılmış sayılır.
Çağrı üzerine çalıştırılmak için belirlenen sürede işçi çalıştırılsın veya çalıştırılmasın
ücrete hak kazanır.
İşçiden
iş görme borcunu yerine getirmesini çağrı yoluyla talep hakkına sahip olan işveren,
bu çağrıyı, aksi kararlaştırılmadıkça, işçinin çalışacağı zamandan en az dört gün
önce yapmak zorundadır. Süreye uygun çağrı üzerine işçi iş görme edimini yerine
getirmekle yükümlüdür. Sözleşmede günlük çalışma süresi kararlaştırılmamış ise,
işveren her çağrıda işçiyi günde en az dört saat üst üste çalıştırmak zorundadır.
(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2 md.) Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş
organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları
ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.
(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2
md.) Dördüncü fıkraya göre yapılacak iş sözleşmesinde; işin tanımı,
yapılma şekli, işin süresi ve yeri, ücret ve ücretin ödenmesine ilişkin hususlar,
işveren tarafından sağlanan ekipman ve bunların korunmasına ilişkin yükümlülükler,
işverenin işçiyle iletişim kurması ile genel ve özel çalışma şartlarına ilişkin
hükümler yer alır.
(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2
md.) Uzaktan çalışmada işçiler, esaslı neden olmadıkça salt iş sözleşmesinin
niteliğinden ötürü emsal işçiye göre farklı işleme tabi tutulamaz. İşveren, uzaktan
çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak
iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi
vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği
tedbirlerini almakla yükümlüdür.
(Ek fıkra: 6/5/2016-6715/2
md.) Uzaktan çalışmanın usul ve esasları, işin niteliği dikkate alınarak
hangi işlerde uzaktan çalışmanın yapılamayacağı, verilerin korunması ve paylaşılmasına
ilişkin işletme kurallarının uygulanması ile diğer hususlar Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Deneme süreli iş sözleşmesi
Madde 15 – Taraflarca iş sözleşmesine bir deneme kaydı konulduğunda, bunun süresi
en çok iki ay olabilir. Ancak deneme süresi toplu iş sözleşmeleriyle dört aya kadar
uzatılabilir.
Deneme
süresi içinde taraflar iş sözleşmesini bildirim süresine gerek olmaksızın ve tazminatsız
feshedebilir. İşçinin çalıştığı günler için ücret ve diğer hakları saklıdır.
Takım sözleşmesi ile oluşturulan iş
sözleşmeleri
Madde 16 – Birden çok işçinin meydana getirdiği bir
takımı temsilen bu işçilerden birinin, takım kılavuzu sıfatıyla işverenle yaptığı
sözleşmeye takım sözleşmesi denir.
Takım
sözleşmesinin, oluşturulacak iş sözleşmeleri için hangi süre kararlaştırılmış olursa
olsun, yazılı yapılması gerekir. Sözleşmede her işçinin kimliği ve alacağı ücret
ayrı ayrı gösterilir.
Takım
sözleşmesinde isimleri yazılı işçilerden her birinin işe başlamasıyla, o işçi ile
işveren arasında takım sözleşmesinde belirlenen şartlarla bir iş sözleşmesi yapılmış
sayılır. Ancak, takım sözleşmesi hakkında Borçlar Kanununun 110 uncu maddesi hükmü
de uygulanır.
İşe
başlamasıyla iş sözleşmesi kurulan işçilere ücretlerini işveren veya işveren vekili
her birine ayrı ayrı ödemek zorundadır. Takım kılavuzu için, takıma dahil işçilerin
ücretlerinden işe aracılık veya benzeri bir nedenle kesinti yapılamaz.
Süreli fesih
Madde 17 – Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden
önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
İş
sözleşmeleri;
a)
İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak
iki hafta sonra,
b)
İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa
yapılmasından başlayarak dört hafta sonra,
c)
İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa
yapılmasından başlayarak altı hafta sonra,
d)
İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta
sonra,
feshedilmiş
sayılır.
Bu
süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.
Bildirim
şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek
zorundadır.
İşveren
bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.
İşverenin
bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi
feshetmesi, bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddesi hükümlerinin uygulanmasına
engel olmaz. 18 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca bu Kanunun 18, 19, 20 ve
21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih
hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin
üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim şartına da uyulmaması ayrıca
dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir.
Bu
maddeye göre ödenecek tazminatlar ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin
hesabında 32 nci maddenin birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış
para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve Kanundan doğan menfaatler de göz
önünde tutulur.
Feshin geçerli sebebe
dayandırılması
Madde 18 – Otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde
en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren,
işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin
gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/2 md.) Yer altı işlerinde çalışan işçilerde kıdem
şartı aranmaz.
Altı
aylık kıdem hesabında bu Kanunun 66 ncı maddesindeki süreler dikkate alınır.
Özellikle
aşağıdaki hususlar fesih için geçerli bir sebep oluşturmaz:
a)
Sendika üyeliği veya çalışma saatleri dışında veya işverenin rızası ile çalışma
saatleri içinde sendikal faaliyetlere katılmak.
b)
İşyeri sendika temsilciliği yapmak.
c)
Mevzuattan veya sözleşmeden doğan haklarını takip veya yükümlülüklerini yerine getirmek
için işveren aleyhine idari veya adli makamlara başvurmak veya bu hususta başlatılmış
sürece katılmak.[6]
d)
Irk, renk, cinsiyet, medeni hal, aile yükümlülükleri, hamilelik, doğum, din, siyasi
görüş ve benzeri nedenler.
e)
74 üncü maddede öngörülen ve kadın işçilerin çalıştırılmasının yasak olduğu sürelerde
işe gelmemek.
f)
Hastalık veya kaza nedeniyle 25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde
öngörülen bekleme süresinde işe geçici devamsızlık.
İşçinin
altı aylık kıdemi, aynı işverenin bir veya değişik işyerlerinde geçen süreler birleştirilerek
hesap edilir. İşverenin aynı işkolunda birden fazla işyerinin bulunması halinde,
işyerinde çalışan işçi sayısı, bu işyerlerinde çalışan toplam işçi sayısına göre
belirlenir.
İşletmenin
bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü
sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri
hakkında bu madde, 19 ve 21 inci maddeler ile 25 inci maddenin son fıkrası uygulanmaz.
Sözleşmenin feshinde
usul
Madde 19 – İşveren fesih bildirimini yazılı olarak
yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır.
Hakkındaki
iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o
işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin
25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.
Fesih bildirimine itiraz
ve usulü
Madde 20 – (Değişik
birinci fıkra: 12/10/2017-7036/11 md.) İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği
veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin
tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle, İş Mahkemeleri Kanunu
hükümleri uyarınca arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda
anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki
hafta içinde iş mahkemesinde dava açılabilir. Taraflar anlaşırlarsa uyuşmazlık aynı
sürede iş mahkemesi yerine özel hakeme de götürülebilir. Arabulucuya başvurmaksızın
doğrudan dava açılması sebebiyle davanın usulden reddi hâlinde ret kararı taraflara
resen tebliğ edilir. Kesinleşen ret kararının da resen tebliğinden itibaren iki
hafta içinde arabulucuya başvurulabilir.
Feshin
geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka
bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
(Değişik üçüncü fıkra:
12/10/2017-7036/11 md.) Dava ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece
verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde, bölge adliye mahkemesi
ivedilikle ve kesin olarak karar verir.
(İptal dördüncü fıkra:
Anayasa Mahkemesinin 19/10/2005 tarihli ve E.:2003/66, K.:2005/72 sayılı Kararı
ile.)
Geçersiz sebeple yapılan
feshin sonuçları
Madde 21 – İşverence geçerli sebep gösterilmediği
veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı mahkemece veya özel hakem tarafından tespit
edilerek feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işveren, işçiyi bir ay içinde
işe başlatmak zorundadır. İşçiyi başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe başlatmaz
ise, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle
yükümlü olur.
Mahkeme
veya özel hakem feshin geçersizliğine karar verdiğinde, işçinin işe başlatılmaması
halinde ödenecek tazminat miktarını da belirler.
Kararın
kesinleşmesine kadar çalıştırılmadığı süre için işçiye en çok dört aya kadar doğmuş
bulunan ücret ve diğer hakları ödenir.
(Ek fıkra: 12/10/2017-7036/12
md.) Mahkeme veya özel hakem, ikinci fıkrada düzenlenen tazminat
ile üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakları, dava tarihindeki ücreti esas
alarak parasal olarak belirler.
İşçi
işe başlatılırsa, peşin olarak ödenen bildirim süresine ait ücret ile kıdem tazminatı,
yukarıdaki fıkra hükümlerine göre yapılacak ödemeden mahsup edilir. İşe başlatılmayan
işçiye bildirim süresi verilmemiş veya bildirim süresine ait ücret peşin ödenmemişse,
bu sürelere ait ücret tutarı ayrıca ödenir.
İşçi
kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde
işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içinde başvuruda
bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren
sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.
(Ek fıkra: 12/10/2017-7036/12 md.) Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların, işçinin işe başlatılması konusunda anlaşmaları hâlinde;
a) İşe başlatma tarihini,
b) Üçüncü fıkrada düzenlenen ücret ve diğer hakların parasal miktarını,
c) İşçinin işe başlatılmaması durumunda ikinci fıkrada düzenlenen tazminatın parasal miktarını,
belirlemeleri zorunludur.
Aksi takdirde anlaşma sağlanamamış sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir.
İşçinin kararlaştırılan tarihte işe başlamaması hâlinde fesih geçerli hâle gelir
ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.
Bu
maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümleri sözleşmeler ile hiçbir suretle
değiştirilemez; aksi yönde sözleşme hükümleri geçersizdir.
Çalışma koşullarında
değişiklik ve iş sözleşmesinin feshi
Madde 22 – İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin
eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla
oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak
bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından
altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz.
İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli
bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı
olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.
İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir.
Taraflar
aralarında anlaşarak çalışma koşullarını her zaman değiştirebilir. Çalışma koşullarında
değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.
Yeni işverenin sorumluluğu
Madde 23 – Süresi belirli olan veya olmayan sürekli iş sözleşmesi ile bir işverenin
işine girmiş olan işçi, sözleşme süresinin bitmesinden önce yahut bildirim süresine
uymaksızın işini bırakıp başka bir işverenin işine girerse sözleşmenin bu suretle
feshinden ötürü, işçinin sorumluluğu yanında, ayrıca yeni işveren de aşağıdaki hallerde
birlikte sorumludur:
a)
İşçinin bu davranışına, yeni işe girdiği işveren sebep olmuşsa.
b)
Yeni işveren, işçinin bu davranışını bilerek onu işe almışsa.
c)
Yeni işveren işçinin bu davranışını öğrendikten sonra dahi onu çalıştırmaya devam
ederse.
İşçinin haklı nedenle
derhal fesih hakkı
Madde 24 – Süresi belirli olsun veya olmasın işçi,
aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini
beklemeksizin feshedebilir:
I.
Sağlık sebepleri:
a)
İş sözleşmesinin konusu olan işin yapılması işin niteliğinden doğan bir sebeple
işçinin sağlığı veya yaşayışı için tehlikeli olursa.
b)
İşçinin sürekli olarak yakından ve doğrudan buluşup görüştüğü işveren yahut başka
bir işçi bulaşıcı veya işçinin işi ile bağdaşmayan bir hastalığa tutulursa.
II.
Ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
a)
İşveren iş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri
hakkında yanlış vasıflar veya şartlar göstermek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler
vermek veya sözler söylemek suretiyle işçiyi yanıltırsa.
b)
İşveren işçinin veya ailesi üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak şekilde
sözler söyler, davranışlarda bulunursa veya işçiye cinsel tacizde bulunursa.
c)
İşveren işçiye veya ailesi üyelerinden birine karşı sataşmada bulunur veya gözdağı
verirse, yahut işçiyi veya ailesi üyelerinden birini kanuna karşı davranışa özendirir,
kışkırtır, sürükler, yahut işçiye ve ailesi üyelerinden birine karşı hapsi gerektiren
bir suç işlerse yahut işçi hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ağır isnad
veya ithamlarda bulunursa.
d)
İşçinin diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından işyerinde cinsel tacize uğraması
ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa.
e)
İşveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun
olarak hesap edilmez veya ödenmezse,
f)
Ücretin parça başına veya iş tutarı üzerinden ödenmesi kararlaştırılıp da işveren
tarafından işçiye yapabileceği sayı ve tutardan az iş verildiği hallerde, aradaki
ücret farkı zaman esasına göre ödenerek işçinin eksik aldığı ücret karşılanmazsa,
yahut çalışma şartları uygulanmazsa.
III.
Zorlayıcı sebepler:
İşçinin
çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı
sebepler ortaya çıkarsa.
İşverenin haklı nedenle
derhal fesih hakkı
Madde 25 – Süresi belirli olsun veya olmasın işveren,
aşağıda yazılı hallerde iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini
beklemeksizin feshedebilir:
I-
Sağlık sebepleri:
a)
İşçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden
doğacak bir hastalığa yakalanması
veya engelli hâle gelmesi durumunda, bu sebeple doğacak devamsızlığın ardı ardına üç iş günü veya
bir ayda beş iş gününden fazla sürmesi.[7]
b)
İşçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında
sakınca bulunduğunun Sağlık Kurulunca saptanması durumunda.
(a)
alt bendinde sayılan sebepler dışında işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi
hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin
işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı
hafta aşmasından sonra doğar. Doğum ve gebelik hallerinde bu süre 74 üncü maddedeki
sürenin bitiminde başlar. Ancak işçinin iş sözleşmesinin askıda kalması nedeniyle
işine gidemediği süreler için ücret işlemez.
II-
Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri:
a) İş sözleşmesi yapıldığı
sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar
kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut
gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması.
c)
İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
d)
İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine
sataşması, işyerine sarhoş yahut
uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.[8]
e)
İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek
sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.
f)
İşçinin, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen
bir suç işlemesi.
g)
İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına
iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü,
yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine
hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
ı)
İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi,
işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı
veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede
hasara ve kayba uğratması.
III-
Zorlayıcı sebepler:
İşçiyi
işyerinde bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin
ortaya çıkması.
IV- İşçinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde
devamsızlığın 17 nci maddedeki bildirim süresini aşması.
İşçi feshin yukarıdaki bentlerde öngörülen sebeplere uygun
olmadığı iddiası ile 18, 20 ve 21 inci madde hükümleri çerçevesinde yargı yoluna
başvurabilir.
Derhal fesih hakkını
kullanma süresi
Madde 26 – 24 ve 25 inci maddelerde gösterilen ahlak
ve iyiniyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış
olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu
diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin
gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi
çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz.
Bu
haller sebebiyle işçi yahut işverenden iş sözleşmesini yukarıdaki fıkrada öngörülen
süre içinde feshedenlerin diğer taraftan tazminat hakları saklıdır.
Yeni iş arama izni
Madde 27- Bildirim süreleri içinde işveren, işçiye
yeni bir iş bulması için gerekli olan iş arama iznini iş saatleri içinde ve ücret
kesintisi yapmadan vermeye mecburdur. İş arama izninin süresi günde iki saatten
az olamaz ve işçi isterse iş arama izin saatlerini birleştirerek toplu kullanabilir.
Ancak iş arama iznini toplu kullanmak isteyen işçi, bunu işten ayrılacağı günden
evvelki günlere rastlatmak ve bu durumu işverene bildirmek zorundadır.
İşveren
yeni iş arama iznini vermez veya eksik kullandırırsa o süreye ilişkin ücret işçiye
ödenir.
İşveren,
iş arama izni esnasında işçiyi çalıştırır ise işçinin izin kullanarak bir çalışma
karşılığı olmaksızın alacağı ücrete ilaveten, çalıştırdığı sürenin ücretini yüzde
yüz zamlı öder.
Çalışma belgesi
Madde 28 – İşten ayrılan işçiye, işveren tarafından
işinin çeşidinin ne olduğunu ve süresini gösteren bir belge verilir.
Belgenin vaktinde verilmemesinden veya belgede doğru olmayan
bilgiler bulunmasından zarar gören işçi veyahut işçiyi işine alan yeni işveren eski
işverenden tazminat isteyebilir.
Bu
belgeler her türlü resim ve harçtan muaftır.
Toplu işçi çıkarma
Madde 29 – İşveren; ekonomik, teknolojik, yapısal
ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu toplu işçi çıkarmak istediğinde,
bunu en az otuz gün önceden bir yazı ile, işyeri sendika temsilcilerine, ilgili
bölge müdürlüğüne ve Türkiye İş Kurumuna bildirir.
İşyerinde
çalışan işçi sayısı:
a)
20 ile 100 işçi arasında ise, en az 10 işçinin,
b)
101 ile 300 işçi arasında ise, en az yüzde on oranında işçinin,
c)
301 ve daha fazla ise, en az 30 işçinin,
İşine
17 nci madde uyarınca ve bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı tarihlerde
son verilmesi toplu işçi çıkarma sayılır.
Birinci
fıkra uyarınca yapılacak bildirimde işçi çıkarmanın sebepleri, bundan etkilenecek
işçi sayısı ve grupları ile işe son verme işlemlerinin hangi zaman diliminde gerçekleşeceğine
ilişkin bilgilerin bulunması zorunludur.
Bildirimden
sonra işyeri sendika temsilcileri ile işveren arasında yapılacak görüşmelerde, toplu
işçi çıkarmanın önlenmesi ya da çıkarılacak işçi sayısının azaltılması yahut çıkarmanın
işçiler açısından olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi konuları ele alınır. Görüşmelerin
sonunda, toplantının yapıldığını gösteren bir belge düzenlenir.
Fesih bildirimleri, işverenin toplu işçi çıkarma isteğini
bölge müdürlüğüne bildirmesinden otuz gün sonra hüküm doğurur.
İşyerinin
bütünüyle kapatılarak kesin ve devamlı suretle faaliyete son verilmesi halinde,
işveren sadece durumu en az otuz gün önceden ilgili bölge müdürlüğüne ve Türkiye
İş Kurumuna bildirmek ve işyerinde ilan etmekle yükümlüdür. İşveren toplu işçi çıkarmanın
kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak
istediği takdirde nitelikleri uygun olanları tercihen işe çağırır.
Mevsim
ve kampanya işlerinde çalışan işçilerin işten çıkarılmaları hakkında, işten çıkarma
bu işlerin niteliğine bağlı olarak yapılıyorsa, toplu işçi çıkarmaya ilişkin hükümler
uygulanmaz.
İşveren
toplu işçi çıkarılmasına ilişkin hükümleri 18, 19, 20 ve 21 inci madde hükümlerinin
uygulanmasını engellemek amacıyla kullanamaz; aksi halde işçi bu maddelere göre
dava açabilir.
Engelli ve eski hükümlü
çalıştırma zorunluluğu[9][10]
Madde 30 – (Değişik
: 15/5/2008-5763/2 md.)
İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli, kamu işyerlerinde ise yüzde dört engelli ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi veya 21/6/1927 tarihli ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu veya 16/6/1927 tarihli ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu kapsamına giren ve askerlik hizmetini yaparken 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinde sayılan terör olaylarının sebep ve tesiri sonucu malul sayılmayacak şekilde yaralananları meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır.[11]
Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür. İşyerinin işçisi iken engelli hâle gelenlere öncelik tanınır.
İşverenler çalıştırmakla
yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlarlar. Bu kapsamda
çalıştırılacak işçilerin nitelikleri, hangi işlerde çalıştırılabilecekleri, bunların
işyerlerinde genel hükümler dışında bağlı olacakları özel çalışma ile mesleğe yöneltilmeleri,
mesleki yönden işverence nasıl işe alınacakları, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının
görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle
düzenlenir.[12]
Yer altı ve su altı işlerinde engelli işçi çalıştırılamaz ve yukarıdaki hükümler uyarınca işyerlerindeki işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz.
Bir işyerinden malulen ayrılmak zorunda kalıp da sonradan maluliyeti ortadan kalkan işçiler eski işyerlerinde tekrar işe alınmalarını istedikleri takdirde, işveren bunları eski işleri veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde bulunan eski işçiye altı aylık ücret tutarında tazminat öder.
Özel sektör işverenlerince bu madde kapsamında çalıştırılan
17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tabi engelli sigortalılar
ile 1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Kanunun 14 üncü maddesinde belirtilen korumalı
işyerlerinde çalıştırılan engelli sigortalıların, aynı Kanunun 72 nci ve 73 üncü
maddelerinde sayılan ve 78 inci maddesiyle belirlenen prime esas kazanç alt sınırı
üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı, kontenjan
fazlası engelli çalıştıran, yükümlü olmadıkları halde engelli çalıştıran işverenlerin
bu şekilde çalıştırdıkları her bir engelli için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden
hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı Hazinece karşılanır.
İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için işverenlerin çalıştırdıkları
sigortalılarla ilgili olarak 506 sayılı Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin
yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna verilmesi ve sigortalıların tamamına
ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan
işveren hissesine ait tutarın ödenmiş olması şarttır. Bu fıkraya göre işveren tarafından
ödenmesi gereken primlerin geç ödenmesi halinde, Hazinece Sosyal Güvenlik Kurumuna
yapılacak ödemenin gecikmesinden kaynaklanan gecikme zammı, işverenden tahsil edilir.
Hazinece karşılanan prim tutarları gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gider
veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmaz. (Ek cümle: 31/7/2008-5797/10 md.) Bu fıkrada düzenlenen teşvik, kamu
idareleri hariç 506 sayılı Kanun kapsamındaki sigortalılara ilişkin matrah ve oranlar
üzerinden olmak üzere, 506 sayılı Kanunun geçici 20 nci maddesi kapsamındaki sandıkların
statülerine tabi personeli için de uygulanır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin
usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine
Müsteşarlığı tarafından müştereken belirlenir.[13]
(Değişik yedinci
fıkra: 11/10/2011-KHK-665/28 md.) Bu maddeye aykırılık
hallerinde 101 inci madde uyarınca tahsil edilecek cezalar, engellilerin ve eski hükümlülerin kendi işini kurmaları, engellinin iş bulmasını sağlayacak destek teknolojileri, engellinin işe yerleştirilmesi, işe ve işyerine uyumunun sağlanması ve
bu gibi projelerde kullanılır. Tahsil edilen cezaların kullanımına ilişkin hususlar,
Türkiye İş Kurumunun koordinatörlüğünde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma
Genel Müdürlüğü ile İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Politikalar
Bakanlığı Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı Ceza ve
Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü, en çok işçi ve işvereni temsil eden üst kuruluşların
ve en çok engelliyi temsil eden üst kuruluşun birer
temsilcisinden oluşan komisyon tarafından karara bağlanır. Komisyonun çalışma usul
ve esasları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.
Eski hükümlü çalıştırılmasında, kanunlardaki kamu güvenliği ile ilgili hizmetlere ilişkin özel hükümler saklıdır.
Askerlik ve kanundan
doğan çalışma
Madde 31 – Muvazzaf askerlik ödevi dışında manevra
veya herhangi bir sebeple silah altına alınan veyahut herhangi bir kanundan doğan
çalışma ödevi yüzünden işinden ayrılan işçinin iş sözleşmesi işinden ayrıldığı günden
başlayarak iki ay sonra işverence feshedilmiş sayılır.
İşçinin
bu haktan faydalanabilmesi için o işte en az bir yıl çalışmış olması şarttır. Bir
yıldan çok çalışmaya karşılık her fazla yıl için, ayrıca iki gün eklenir. Şu kadar
ki bu sürenin tamamı doksan günü geçemez.
İş sözleşmesinin feshedilmiş sayılabilmesi için beklenilmesi
gereken süre içinde işçinin ücreti işlemez. Ancak özel kanunların bu husustaki hükümleri
saklıdır. Bu süre içinde iş sözleşmesinin Kanundan doğan başka bir sebebe dayanılarak
işveren veya işçi tarafından feshedildiği öteki tarafa bildirilmiş olsa bile, fesih
için Kanunun gösterdiği süre bu sürenin bitiminden sonra işlemeye başlar. Ancak
iş sözleşmesi belirli süreli olarak yapılmış ve sözleşme yukarıda yazılı süre içinde
kendiliğinden sona eriyorsa bu madde hükümleri uygulanmaz.
Herhangi
bir askeri ve kanuni ödev dolayısıyla işinden ayrılan işçiler bu ödevin sona ermesinden
başlayarak iki ay içinde işe girmek istedikleri takdirde işveren bunları eski işleri
veya benzeri işlerde boş yer varsa derhal, yoksa boşalacak ilk işe başka isteklilere
tercih ederek, o andaki şartlarla işe almak zorundadır. Aranan şartlar bulunduğu
halde işveren iş sözleşmesi yapma yükümlülüğünü yerine getirmezse, işe alınma isteğinde
bulunan eski işçiye üç aylık ücret tutarında tazminat öder.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Ücret
Ücret ve ücretin ödenmesi
Madde 32 – Genel anlamda ücret bir kimseye bir iş
karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen
tutardır.
(Değişik ikinci fıkra : 17/4/2008-5754/85 md.) Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir. Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkak, yabancı para olarak kararlaştırılmış ise ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödeme yapılabilir. Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanuni kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler.
(Ek fıkra : 17/4/2008-5754/85 md.) İşçinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesaplarına yatırılmak suretiyle ödenmesine ilişkin diğer usûl ve esaslar anılan bakanlıklarca müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Emre
muharrer senetle (bono ile), kuponla veya yurtta geçerli parayı temsil ettiği iddia
olunan bir senetle veya diğer herhangi bir şekilde ücret ödemesi yapılamaz.
Ücret
en geç ayda bir ödenir. İş sözleşmeleri veya toplu iş sözleşmeleri ile ödeme süresi
bir haftaya kadar indirilebilir.
İş
sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve Kanundan doğan para
ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur.
Meyhane
ve benzeri eğlence yerleri ve perakende mal satan dükkan ve mağazalarda, buralarda
çalışanlar hariç, ücret ödemesi yapılamaz.
Ücret
alacaklarında zamanaşımı süresi beş yıldır.
İşverenin ödeme aczine
düşmesi
Madde 33 – (Mülga
: 15/5/2008-5763/37 md.)
Ücretin gününde ödenmemesi
Madde 34 – Ücreti ödeme gününden itibaren yirmi gün
içinde mücbir bir neden dışında ödenmeyen işçi, iş görme borcunu yerine getirmekten
kaçınabilir. Bu nedenle kişisel kararlarına dayanarak iş görme borcunu yerine getirmemeleri
sayısal olarak toplu bir nitelik kazansa dahi grev olarak nitelendirilemez. Gününde
ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanır.
Bu
işçilerin bu nedenle iş akitleri çalışmadıkları için feshedilemez ve yerine yeni
işçi alınamaz, bu işler başkalarına yaptırılamaz.
Ücretin saklı kısmı
Madde 35 – İşçilerin aylık ücretlerinin dörtte birinden
fazlası haczedilemez veya başkasına devir ve temlik olunamaz. Ancak, işçinin bakmak
zorunda olduğu aile üyeleri için hakim tarafından takdir edilecek miktar bu paraya
dahil değildir. Nafaka borcu alacaklılarının hakları saklıdır.
Kamu makamlarının ve asıl işverenlerin hakedişlerinden ücreti kesme yükümlülüğü
Madde 36 – Genel ve katma bütçeli dairelerle mahalli
idareler veya kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna veya Cumhurbaşkanlığı
kararnamesine dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar; asıl işverenler
müteahhide verdikleri her türlü bina, köprü, hat ve yol inşası gibi yapım ve onarım
işlerinde çalışan işçilerden müteahhit veya taşeronlarca ücretleri ödenmeyenlerin
bulunup bulunmadığının kontrolü, ya da ücreti ödenmeyen işçinin başvurusu üzerine,
ücretleri ödenmeyen varsa müteahhitten veya taşeronlardan istenecek bordrolara göre
bu ücretleri bunların hakedişlerinden öderler.[14]
Bunun için hakediş ödeneceği ilgili idare tarafından işyerinde
şantiye şefliği işyeri ilân tahtası veya işçilerin toplu bulunduğu yerler gibi işçilerin
görebileceği yerlere yazılı ilân asılmak suretiyle duyurulur. Ücret alacağı olan
işçilerin her hakediş dönemi için olan ücret alacaklarının üç aylık tutarından fazlası
hakkında adı geçen idarelere herhangi bir sorumluluk düşmez.
Anılan
müteahhitlerin bu işverenlerdeki her çeşit teminat ve hakedişleri üzerinde yapılacak
her türlü devir ve el değiştirme işlemleri veya haciz ve icra takibi bu işte çalışan
işçilerin ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra, kalan kısım üzerinde
hüküm ifade eder.
Bir
işverenin üçüncü kişiye karşı olan borçlarından dolayı işyerinde bulunan tesisat,
malzeme, ham, yarı işlenmiş ve tam işlenmiş mallar ve başka kıymetler üzerinde yapılacak
haciz ve icra takibi, bu işyerinde çalışan işçilerin icra kararının alındığı tarihten
önceki üç aylık dönem içindeki ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan
sonra, kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder.
(Değişik beşinci fıkra:
10/9/2014-6552/3 md.) İşverenler,
alt işverene iş vermeleri hâlinde, bunların işçilerinin ücretlerinin ödenip ödenmediğini
işçinin başvurusu üzerine veya aylık olarak resen kontrol etmekle ve varsa ödenmeyen
ücretleri hak edişlerinden keserek işçilerin banka hesabına yatırmakla yükümlüdür.
Ücret hesap pusulası
Madde 37 – İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı
ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan
bir pusula vermek zorundadır.
Bu
pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili,
bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının
ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin
ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.
Bu
işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.
Ücret kesme cezası
Madde 38 – İşveren toplu sözleşme veya iş sözleşmelerinde
gösterilmiş olan sebepler dışında işçiye ücret kesme cezası veremez.
İşçi
ücretlerinden ceza olarak yapılacak kesintilerin işçiye derhal sebepleriyle beraber
bildirilmesi gerekir. İşçi ücretlerinden bu yolda yapılacak kesintiler bir ayda
iki gündelikten veya parça başına yahut yapılan iş miktarına göre verilen ücretlerde
işçinin iki günlük kazancından fazla olamaz.
Bu
paralar işçilerin eğitimi ve sosyal hizmetleri için kullanılıp harcanmak üzere Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı hesabına Bakanlıkça belirtilecek Türkiye’de kurulu
bulunan ve mevduat kabul etme yetkisini haiz bankalardan birine, kesildiği tarihten
itibaren bir ay içinde yatırılır. Her işveren işyerinde bu paraların ayrı bir hesabını
tutmaya mecburdur. Birikmiş bulunan ceza paralarının nerelere ve ne kadar verileceği
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının başkanlık edeceği ve işçi temsilcilerinin de
katılacağı bir kurul tarafından karara bağlanır. Bu kurulun kimlerden teşekkül edeceği,
nasıl ve hangi esaslara göre çalışacağı çıkarılacak bir yönetmelikte gösterilir.
Asgari ücret
Madde 39 – İş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun
kapsamında olan veya olmayan her türlü işçinin ekonomik ve sosyal durumlarının düzenlenmesi
için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı
ile ücretlerin asgari sınırları en geç iki yılda bir belirlenir.
(Mülga ikinci fıkra:
2/7/2018-KHK/700/145 md.)
Komisyon
kararları kesindir. Kararlar Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer.
Komisyonun
toplanma ve çalışma şekli, asgari ücretlerin tespiti sırasında uygulanacak esaslar
ile başkan, üye ve raportörlere verilecek huzur hakları Maliye Bakanlığı ve Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının birlikte hazırlayacakları yönetmelikte belirtilir.
Asgari
Ücret Tespit Komisyonunun sekretarya hizmetleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından yerine getirilir.
Yarım ücret
Madde 40 – 24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı
bentlerinde gösterilen zorlayıcı sebepler dolayısıyla çalışamayan veya çalıştırılmayan
işçiye bu bekleme süresi içinde bir haftaya kadar her gün için yarım ücret ödenir.
Fazla çalışma ücreti
Madde 41 – Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği
veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma,
Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırkbeş saati aşan çalışmalardır.
63 üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık
ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda
toplam kırkbeş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmaz.
Her
bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına
düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödenir.
Haftalık
çalışma süresinin sözleşmelerle kırkbeş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda
belirtilen esaslar dahilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve
kırkbeş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır. Fazla sürelerle
çalışmalarda, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin
saat başına düşen miktarının yüzde yirmibeş yükseltilmesiyle ödenir.
Fazla
çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapan işçi isterse, bu çalışmalar karşılığı
zamlı ücret yerine, fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikayı,
fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat onbeş dakikayı serbest
zaman olarak kullanabilir.
İşçi
hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında, çalışma süreleri içinde ve ücretinde
bir kesinti olmadan kullanır.
63
üncü maddenin son fıkrasında yazılı sağlık nedenlerine dayanan kısa veya sınırlı
süreli işlerde ve 69 uncu maddede belirtilen gece çalışmasında fazla çalışma yapılamaz.
Fazla
saatlerle çalışmak için işçinin onayının alınması gerekir.
Fazla
çalışma süresinin toplamı bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamaz.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/4
md.) Bu Kanunun 42 nci ve 43
üncü maddelerinde sayılan hâller dışında yer altında maden işlerinde çalışan işçilere
fazla çalışma yaptırılamaz.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/4
md.) Yer altında maden işlerinde
çalışan işçilere, bu Kanunun 42 nci ve 43 üncü maddelerinde sayılan hâllerde haftalık otuz yedi buçuk saati aşan her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret, normal çalışma
ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yüzden az olmamak üzere arttırılması
suretiyle ödenir.[15]
Fazla
çalışma ve fazla sürelerle çalışmaların ne şekilde uygulanacağı çıkarılacak yönetmelikte
gösterilir.
Zorunlu nedenlerle fazla
çalışma
Madde 42 – Gerek bir arıza sırasında, gerek bir arızanın
mümkün görülmesi halinde yahut makineler veya araç ve gereç için hemen yapılması
gerekli acele işlerde, yahut zorlayıcı sebeplerin ortaya çıkmasında, işyerinin normal
çalışmasını sağlayacak dereceyi aşmamak koşulu ile işçilerin hepsi veya bir kısmına
fazla çalışma yaptırılabilir. Bu durumda fazla çalışma yapan işçilere uygun bir
dinlenme süresi verilmesi zorunludur.
Şu
kadar ki, zorunlu sebeplerle yapılan fazla çalışmalar için 41 inci maddenin birinci,
ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır.
Olağanüstü hallerde
fazla çalışma
Madde 43 – Seferberlik sırasında ve bu süreyi aşmamak
şartıyla yurt savunmasının gereklerini karşılayan işyerlerinde fazla çalışmaya lüzum
görülürse işlerin çeşidine ve ihtiyacın derecesine göre Cumhurbaşkanı günlük
çalışma süresini, işçinin en çok çalışma gücüne çıkarabilir.[16]
Bu
suretle fazla çalıştırılan işçiler için verilecek ücret hakkında 41 inci maddenin
birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri uygulanır.
Ulusal bayram ve genel
tatil günlerinde çalışma
Madde 44 – Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde
işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri
ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde
çalışılması için işçinin onayı gereklidir.
Bu
günlere ait ücretler 47 nci maddeye göre ödenir.
Saklı haklar
Madde 45 – Toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmelerine
hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatillerde işçilere tanınan haklara, ücretli
izinlere ve yüzde usulü ile çalışan işçilerin bu Kanunla tanınan haklarına aykırı
hükümler konulamaz.
Bu
hususlarda işçilere daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun, toplu iş sözleşmesi,
iş sözleşmesi veya gelenekten doğan kazanılmış haklar saklıdır.
Hafta tatili ücreti
Madde 46 – Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde,
işçilere tatil gününden önce 63 üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış
olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört
saat dinlenme (hafta tatili) verilir.
Çalışılmayan
hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücreti
tam olarak ödenir.
Şu
kadar ki;
a)
Çalışmadığı halde kanunen çalışma süresinden sayılan zamanlar ile günlük ücret ödenen
veya ödenmeyen kanundan veya sözleşmeden doğan tatil günleri,
b) (Değişik: 4/4/2015-6645/35 md.) Ek 2 nci maddede sayılan izin süreleri,
c)
Bir haftalık süre içinde kalmak üzere işveren tarafından verilen diğer izinlerle
hekim raporuyla verilen hastalık ve dinlenme izinleri,
Çalışılmış
günler gibi hesaba katılır.
Zorlayıcı
ve ekonomik bir sebep olmadan işyerindeki çalışmanın haftanın bir veya birkaç gününde
işveren tarafından tatil edilmesi halinde haftanın çalışılmayan günleri ücretli
hafta tatiline hak kazanmak için çalışılmış sayılır.
Bir
işyerinde işin bir haftadan fazla bir süre ile tatil edilmesini gerektiren zorlayıcı
sebepler ortaya çıktığı zaman, 24 ve 25 inci maddelerin (III) numaralı bentlerinde
gösterilen zorlayıcı sebeplerden ötürü çalışılmayan günler için işçilere ödenen
yarım ücret hafta tatili günü için de ödenir.
Yüzde
usulünün uygulandığı işyerlerinde hafta tatili ücreti işverence işçiye ödenir.
Genel tatil ücreti
Madde 47 – Bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde
çalışan işçilere, kanunlarda ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen
günlerde çalışmazlarsa, bir iş karşılığı olmaksızın o günün ücretleri tam olarak,
tatil yapmayarak çalışırlarsa ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücreti ödenir.
Yüzde
usulünün uygulandığı işyerlerinde işçilerin ulusal bayram ve genel tatil ücretleri
işverence işçiye ödenir.
Geçici iş göremezlik
Madde 48 – İşçilere geçici iş göremezlik ödeneği verilmesi
gerektiği zamanlarda geçici iş göremezlik süresine rastlayan ulusal bayram, genel
tatil ve hafta tatilleri, ödeme yapılan kurum veya sandıklar tarafından geçici iş
göremezlik ölçüsü üzerinden ödenir.
Hastalık
nedeni ile çalışılmayan günlerde Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından ödenen geçici
iş göremezlik ödeneği aylık ücretli işçilerin ücretlerinden mahsup edilir.
Ücret şekillerine göre
tatil ücreti
Madde 49 – İşçinin tatil günü ücreti çalıştığı günlere
göre bir güne düşen ücretidir.
Parça
başına, akort, götürü veya yüzde usulü ile çalışan işçilerin tatil günü ücreti,
ödeme döneminde kazandığı ücretin aynı süre içinde çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle
hesaplanır.
Saat
ücreti ile çalışan işçilerin tatil günü ücreti saat ücretinin yedibuçuk katıdır.
Hasta,
izinli veya sair sebeplerle mazeretli olduğu hallerde dahi aylığı tam olarak ödenen
aylık ücretli işçilere 46, 47 ve 48 inci maddenin birinci fıkrası hükümleri uygulanmaz.
Ancak bunlardan ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışanlara ayrıca çalıştığı
her gün için bir günlük ücreti ödenir.
Tatil ücretine girmeyen
kısımlar
Madde 50 – Fazla çalışma karşılığı olarak alınan ücretler,
primler, işyerinin temelli işçisi olarak normal çalışma saatleri dışında hazırlama,
tamamlama, temizleme işlerinde çalışan işçilerin bu işler için aldıkları ücretler
ve sosyal yardımlar, ulusal bayram, hafta tatili ve genel tatil günleri için verilen
ücretlerin tespitinde hesaba katılmaz.
Yüzdelerin ödenmesi
Madde 51 – Otel, lokanta, eğlence yerleri ve benzeri
yerler ile içki verilen ve hemen orada yenilip içilmesi için çeşitli yiyecek satan
yerlerden "yüzde" usulünün uygulandığı müesseselerde işveren tarafından
servis karşılığı veya başka isimlerle müşterilerin hesap pusulalarına "yüzde"
eklenerek veya ayrı şekillerde alınan paralarla kendi isteği ile müşteri tarafından
işverene bırakılan yahut da onun kontrolü altında bir araya toplanan paraları işveren
işyerinde çalışan tüm işçilere eksiksiz olarak ödemek zorundadır.
İşveren
veya işveren vekili yukarıdaki fıkrada sözü edilen paraların kendisi tarafından
alındığında eksiksiz olarak işçilere dağıtıldığını belgelemekle yükümlüdür.
Yüzdelerden
toplanan paraların o işyerinde çalışan işçiler arasında yapılan işlerin niteliğine
göre, hangi esaslar ve oranlar çerçevesinde dağıtılacağı Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle gösterilir.
Yüzdelerin belgelenmesi
Madde 52 – Yüzde usulünün uygulandığı işyerlerinde
işveren, her hesap pusulasının genel toplamını gösteren bir belgeyi işçilerin kendi
aralarından seçecekleri bir temsilciye vermekle yükümlüdür. Bu belgelerin şekli
ve uygulama usulleri iş sözleşmelerinde veya toplu iş sözleşmelerinde gösterilir.
Yıllık ücretli izin
hakkı ve izin süreleri
Madde 53 – İşyerinde işe başladığı günden itibaren,
deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık
ücretli izin verilir.
Yıllık
ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya
kampanya işlerinde çalışanlara bu Kanunun yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri
uygulanmaz.
İşçilere
verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a)
Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
b)
Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
c)
Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden,
Az
olamaz. (Ek cümle: 10/9/2014-6552/5 md.) Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık
ücretli izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanır.
Ancak
onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek
yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.
Yıllık
izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir.
Yıllık ücretli izne
hak kazanma ve izni kullanma dönemi
Madde 54 – Yıllık ücretli izine hak kazanmak için
gerekli sürenin hesabında işçilerin, aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde
çalıştıkları süreler birleştirilerek göz önüne alınır. Şu kadar ki, bir işverenin
bu Kanun kapsamına giren işyerinde çalışmakta olan işçilerin aynı işverenin işyerlerinde
bu Kanun kapsamına girmeksizin geçirmiş bulundukları süreler de hesaba katılır.
Bir
yıllık süre içinde 55 inci maddede sayılan haller dışındaki sebeplerle işçinin devamının
kesilmesi halinde bu boşlukları karşılayacak kadar hizmet süresi eklenir ve bu suretle
işçinin izin hakkını elde etmesi için gereken bir yıllık hizmet süresinin bitiş
tarihi gelecek hizmet yılına aktarılır.
İşçinin
gelecek izin hakları için geçmesi gereken bir yıllık hizmet süresi, bir önceki izin
hakkının doğduğu günden başlayarak gelecek hizmet yılına doğru ve yukarıdaki fıkra
ve 55 inci madde hükümleri gereğince hesaplanır.
İşçi
yukarıdaki fıkralar ve 55 inci madde hükümlerine göre hesaplanacak her hizmet yılına
karşılık, yıllık iznini gelecek hizmet yılı içinde kullanır.
Aynı bakanlığa bağlı işyerleri ile aynı bakanlığa bağlı tüzel
kişilerin işyerlerinde geçen süreler ve kamu iktisadi teşebbüsleri yahut özel kanuna
veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesine dayanılarak kurulan banka ve kuruluşlar veya bunlara bağlı
işyerlerinde geçen süreler, işçinin yıllık ücretli izin hakkının hesaplanmasında
göz önünde bulundurulur.[17]
Yıllık izin bakımından
çalışılmış gibi sayılan haller
Madde 55 – Aşağıdaki süreler yıllık ücretli izin
hakkının hesabında çalışılmış gibi sayılır:
a)
İşçinin uğradığı kaza veya tutulduğu hastalıktan ötürü işine gidemediği günler (Ancak,
25 inci maddenin (I) numaralı bendinin (b) alt bendinde öngörülen süreden fazlası
sayılmaz.).
b) Kadın işçilerin 74 üncü madde gereğince doğumdan önce
ve sonra çalıştırılmadıkları günler.
c)
İşçinin muvazzaf askerlik hizmeti dışında manevra veya herhangi bir kanundan dolayı
ödevlendirilmesi sırasında işine gidemediği günler (Bu sürenin yılda 90 günden fazlası
sayılmaz.).
d)
Çalışmakta olduğu işyerinde zorlayıcı sebepler yüzünden işin aralıksız bir haftadan
çok tatil edilmesi sonucu olarak işçinin çalışmadan geçirdiği zamanın onbeş günü
(işçinin yeniden işe başlaması şartıyla).
e)
66 ncı maddede sözü geçen zamanlar.
f)
Hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil günleri.
g) 3153 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan yönetmeliğe göre röntgen muayenehanelerinde
çalışanlara pazardan başka verilmesi gereken yarım günlük izinler.[18]
h)
İşçilerin arabuluculuk toplantılarına katılmaları, hakem kurullarında bulunmaları,
bu kurullarda işçi temsilciliği görevlerini yapmaları, çalışma hayatı ile ilgili
mevzuata göre kurulan meclis, kurul, komisyon ve toplantılara yahut işçilik konuları
ile ilgili uluslararası kuruluşların konferans, kongre veya kurullarına işçi veya
sendika temsilcisi olarak katılması sebebiyle işlerine devam edemedikleri günler.
ı) (Değişik: 4/4/2015-6645/35 md.) Ek 2 nci maddede sayılan izin süreleri,
j)
İşveren tarafından verilen diğer izinler ile 65 inci maddedeki kısa çalışma süreleri.
k)
Bu Kanunun uygulanması sonucu olarak işçiye verilmiş bulunan yıllık ücretli izin
süresi.
Yıllık ücretli iznin
uygulanması
Madde 56 – Yıllık ücretli izin işveren tarafından
bölünemez.
Bu
iznin 53 üncü maddede gösterilen süreler içinde işveren tarafından sürekli bir şekilde
verilmesi zorunludur.
(Değişik üçüncü fıkra:
14/4/2016-6704/16 md.) Ancak,
53 üncü maddede öngörülen izin süreleri, tarafların anlaşması ile bir bölümü on
günden aşağı olmamak üzere bölümler hâlinde kullanılabilir.
İşveren
tarafından yıl içinde verilmiş bulunan diğer ücretli ve ücretsiz izinler veya dinlenme
ve hastalık izinleri yıllık izne mahsup edilemez.
Yıllık
ücretli izin günlerinin hesabında izin süresine rastlayan ulusal bayram, hafta tatili
ve genel tatil günleri izin süresinden sayılmaz.
Yıllık
ücretli izinleri işyerinin kurulu bulunduğu yerden başka bir yerde geçirecek olanlara
istemde bulunmaları ve bu hususu belgelemeleri koşulu ile gidiş ve dönüşlerinde
yolda geçecek süreleri karşılamak üzere işveren toplam dört güne kadar ücretsiz
izin vermek zorundadır. İşveren, işyerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izinlerini
gösterir izin kayıt belgesi tutmak zorundadır.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/6
md.) Alt işveren işçilerinden, alt işvereni
değiştiği hâlde aynı işyerinde çalışmaya devam edenlerin yıllık ücretli izin süresi,
aynı işyerinde çalıştıkları süreler dikkate alınarak hesaplanır. Asıl işveren, alt
işveren tarafından çalıştırılan işçilerin hak kazandıkları yıllık ücretli izin sürelerinin
kullanılıp kullanılmadığını kontrol etmek ve ilgili yıl içinde kullanılmasını sağlamakla,
alt işveren ise altıncı fıkraya göre tutmak zorunda olduğu izin kayıt belgesinin
bir örneğini asıl işverene vermekle yükümlüdür.
Yıllık izin ücreti
Madde 57 – İşveren, yıllık ücretli iznini kullanan
her işçiye, yıllık izin dönemine ilişkin ücretini ilgili işçinin izine başlamasından
önce peşin olarak ödemek veya avans olarak vermek zorundadır.
Bu
ücretin hesabında 50 nci madde hükmü uygulanır.
Günlük,
haftalık veya aylık olarak belirli bir ücrete dayanmayıp da akort, komisyon ücreti,
kâra katılma ve yüzde usulü ücret gibi belirli olmayan süre ve tutar üzerinden ücret
alan işçinin izin süresi için verilecek ücret, son bir yıllık süre içinde kazandığı
ücretin fiili olarak çalıştığı günlere bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama üzerinden
hesaplanır.
Ancak,
son bir yıl içinde işçi ücretine zam yapıldığı takdirde, izin ücreti işçinin izine
çıktığı ayın başı ile zammın yapıldığı tarih arasında alınan ücretin aynı süre içinde
çalışılan günlere bölünmesi suretiyle hesaplanır.
Yüzde
usulünün uygulandığı yerlerde bu ücret, yüzdelerden toplanan para dışında işveren
tarafından ödenir.
Yıllık
ücretli izin süresine rastlayan hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri
ayrıca ödenir.
İzinde çalışma yasağı
Madde 58 – Yıllık ücretli iznini kullanmakta olan
işçinin izin süresi içinde ücret karşılığı bir işte çalıştığı anlaşılırsa, bu izin
süresi içinde kendisine ödenen ücret işveren tarafından geri alınabilir.
Sözleşmenin sona ermesinde
izin ücreti
Madde 59 – İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle
sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait
ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine
ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren
başlar.
İşveren
tarafından iş sözleşmesinin feshedilmesi halinde 17 nci maddede belirtilen bildirim
süresiyle, 27 nci madde gereğince işçiye verilmesi zorunlu yeni iş arama izinleri
yıllık ücretli izin süreleri ile iç içe giremez.
İzinlere ilişkin düzenlemeler
Madde 60 – Yıllık ücretli izinlerin, yürütülen işlerin
niteliğine göre yıl boyunca hangi dönemlerde kullanılacağı, izinlerin ne suretle
ve kimler tarafından verileceği veya sıraya bağlı tutulacağı, yıllık izninin faydalı
olması için işveren tarafından alınması gereken tedbirler ve izinlerin kullanılması
konusuna ilişkin usuller ve işverence tutulması zorunlu kayıtların şekli Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle gösterilir.
Sigorta primleri
Madde 61 – Sigortalılara yıllık ücretli izin süresi için ödenecek ücretler
üzerinden iş kazaları ile meslek hastalıkları primleri hariç, diğer sigorta primlerinin,
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunundaki esaslar çerçevesinde işçi ve işverenler
yönünden ödenmesine devam olunur.
Ücretten indirim yapılamayacak
haller
Madde 62 – Her türlü işte uygulanmakta olan çalışma
sürelerinin yasal olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen yasal
bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi
birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa
olsun eksiltme yapılamaz.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İşin Düzenlenmesi
Çalışma süresi
Madde 63 – Genel bakımdan çalışma süresi haftada en
çok kırkbeş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan
günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır. (Ek
cümle: 10/9/2014-6552/7 md.; Değişik cümle: 4/4/2015-6645/36 md.) Yer altı maden işlerinde çalışan işçilerin
çalışma süresi; günde en çok yedi buçuk, haftada en çok otuz yedi buçuk saattir.
Tarafların
anlaşması ile haftalık normal çalışma süresi, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine,
günde onbir saati aşmamak koşulu ile farklı şekilde dağıtılabilir. Bu halde, iki
aylık süre içinde işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma
süresini aşamaz. Denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile dört aya kadar artırılabilir. (Ek cümle: 6/5/2016-6715/3 md.) Turizm sektöründe dört aylık süre içinde
işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık çalışma süresini aşamaz;
denkleştirme süresi toplu iş sözleşmeleri ile altı aya kadar artırılabilir.
Çalışma
sürelerinin yukarıdaki esaslar çerçevesinde uygulama şekilleri, Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikle düzenlenir.
(Mülga dördüncü fıkra: 20/6/2012-6331/37 md.)
Telafi çalışması
Madde 64 – Zorunlu nedenlerle işin durması, ulusal
bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi veya benzer
nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması
veya tamamen tatil edilmesi ya da işçinin talebi ile kendisine izin verilmesi hallerinde,
işveren dört ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir. (Ek cümle:25/3/2020-7226/43 md.) Cumhurbaşkanı bu süreyi iki katına kadar
artırmaya yetkilidir. Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz.[19]
Telafi
çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten
fazla olamaz. Tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.
Kısa çalışma ve kısa
çalışma ödeneği
Madde 65 – (Mülga:
15/5/2008-5763/37 md.)
Çalışma süresinden sayılan
haller
Madde 66 – Aşağıdaki süreler işçinin günlük çalışma
sürelerinden sayılır:
a)
Madenlerde, taşocaklarında yahut her ne şekilde olursa olsun yeraltında veya su
altında çalışılacak işlerde işçilerin kuyulara, dehlizlere veya asıl çalışma yerlerine
inmeleri veya girmeleri ve bu yerlerden çıkmaları için gereken süreler.
b)
İşçilerin işveren tarafından işyerlerinden başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmeleri
halinde yolda geçen süreler.
c) İşçinin işinde ve her an iş görmeye hazır bir halde bulunmakla
beraber çalıştırılmaksızın ve çıkacak işi bekleyerek boş geçirdiği süreler.
d)
İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya
bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl
işini yapmaksızın geçirdiği süreler.
e)
Çocuk emziren kadın işçilerin çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler.
f)
Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve tadili
gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep birlikte
getirilip götürülmeleri gereken her türlü işlerde bunların toplu ve düzenli bir
şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler.
İşin
niteliğinden doğmayıp da işveren tarafından sırf sosyal yardım amacıyla işyerine
götürülüp getirilme esnasında araçlarda geçen süre çalışma süresinden sayılmaz.
Günlük çalışmanın başlama
ve bitiş saatleri
Madde 67 – Günlük çalışmanın başlama ve bitiş saatleri ile dinlenme
saatleri işyerlerinde işçilere duyurulur.
İşin niteliğine göre işin başlama ve bitiş saatleri işçiler
için farklı şekilde düzenlenebilir.
Ara dinlenmesi
Madde 68 – Günlük çalışma süresinin ortalama bir
zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere;
a)
Dört saat veya daha kısa süreli işlerde onbeş dakika,
b)
Dört saatten fazla ve yedibuçuk saate kadar (yedibuçuk saat dahil) süreli işlerde
yarım saat,
c)
Yedibuçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat,
ara
dinlenmesi verilir.
Bu
dinlenme süreleri en az olup aralıksız verilir.
Ancak
bu süreler, iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak
sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabilir.
Dinlenmeler
bir işyerinde işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabilir.
Ara
dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmaz.
Gece süresi ve gece
çalışmaları
Madde 69 – Çalışma hayatında "gece" en
geç saat 20.00’de başlayarak en erken saat 06.00’ya kadar geçen ve her halde en
fazla onbir saat süren dönemdir.
Bazı
işlerin niteliğine ve gereğine göre yahut yurdun bazı bölgelerinin özellikleri bakımından,
çalışma hayatına ilişkin "gece" başlangıcının daha geriye alınması veya
yaz ve kış saatlerinin ayarlanması, yahut gün döneminin başlama ve bitme saatlerinin
belirtilmesi suretiyle birinci fıkradaki hükmün uygulama şekillerini tespit etmek
yahut bazı gece çalışmalarına herhangi bir oranda fazla ücret ödenmesi usulünü koymak
veyahut gece işletilmelerinde ekonomik bir zorunluluk bulunmayan işyerlerinde işçilerin
gece çalışmalarını yasak etmek üzere yönetmelikler çıkartılabilir.
İşçilerin gece çalışmaları yedibuçuk saati geçemez. (Ek cümle: 4/4/2015-6645/37 md.) Ancak, turizm, özel
güvenlik, sağlık hizmeti ve 30/5/2013 tarihli ve 6491 sayılı
Türk Petrol Kanunu uyarınca petrol araştırma, arama ve sondaj faaliyetleri
kapsamında yürütülen işlerde işçinin yazılı onayının alınması şartıyla
yedi buçuk saatin üzerinde gece çalışması yaptırılabilir.[20]
(Mülga dördüncü fıkra:
20/6/2012-6331/37 md.)
(Mülga beşinci fıkra:
20/6/2012-6331/37 md.)
(Mülga altıncı fıkra:
20/6/2012-6331/37 md.)
Gece
ve gündüz işletilen ve nöbetleşe işçi postaları kullanılan işlerde, bir çalışma
haftası gece çalıştırılan işçilerin, ondan sonra gelen ikinci çalışma haftası gündüz
çalıştırılmaları suretiyle postalar sıraya konur. Gece ve gündüz postalarında iki
haftalık nöbetleşme esası da uygulanabilir.
Postası
değiştirilecek işçi kesintisiz en az onbir saat dinlendirilmeden diğer postada çalıştırılamaz.
Hazırlama, tamamlama
ve temizleme işleri
Madde 70 – Genel olarak bir işyerinde belirli çalışma
saatlerinden önce veya sonra gerekli olan hazırlama veya tamamlama yahut temizleme
işlerinde çalışan işçiler için işin düzenlenmesi ile ilgili hükümlerden hangilerinin
uygulanmayacağı yahut ne gibi değişik şartlar ve usullerle uygulanacağı Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanacak bir yönetmelikte gösterilir.
Çalıştırma yaşı ve çocukları
çalıştırma yasağı
Madde 71 – (Değişik
birinci fıkra: 4/4/2015-6645/38 md.) On
beş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, on dört yaşını
doldurmuş ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış olan çocuklar; bedensel, zihinsel,
sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel
olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler. On dört yaşını doldurmamış çocuklar
ise bedensel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin
okullarına devamına engel olmayacak sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde yazılı
sözleşme yapmak ve her bir faaliyet için ayrı izin almak şartıyla çalıştırılabilirler.
Çocuk
ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik,
sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yetenekleri
dikkate alınır. Çocuğun gördüğü iş onun okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına
engel olamaz, onun derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar veremez.
Onsekiz
yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler bakımından yasak olan işler ile onbeş yaşını
tamamlamış, ancak onsekiz yaşını tamamlamamış genç işçilerin çalışmasına izin verilecek
işler, on dört yaşını doldurmuş
ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış çocukların çalıştırılabilecekleri hafif işler, onaltı yaşını doldurmuş fakat onsekiz yaşını bitirmemiş genç
işçilerin hangi çeşit işlerde çalıştırılabilecekleri ve çalışma koşulları Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı tarafından altı ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle belirlenir.[21][22]
(Değişik dördüncü fıkra:
4/4/2015-6645/38 md.) Zorunlu
ilköğretim çağını tamamlamış ve örgün eğitime devam etmeyen çocukların çalışma saatleri
günde yedi ve haftada otuz beş saatten; sanat, kültür ve reklam faaliyetlerinde
çalışanların ise günde beş ve haftada otuz saatten fazla olamaz. Bu süre, on beş
yaşını tamamlamış çocuklar için günde sekiz ve haftada kırk saate kadar artırılabilir.
Okul
öncesi çocuklar ile okula devam eden çocukların eğitim dönemindeki çalışma süreleri,
eğitim saatleri dışında olmak üzere, en fazla günde iki saat ve haftada on saat
olabilir. Okulun kapalı olduğu dönemlerde çalışma süreleri yukarıda dördüncü fıkrada
öngörülen süreleri aşamaz.[23]
(Ek fıkra: 4/4/2015-6645/38
md.) Sanat, kültür ve reklam
faaliyetlerinin kapsamı, bu faaliyetlerde çalışacak çocuklara çalışma izni verilmesi,
yaş grupları ve faaliyet türlerine göre çalışma ve dinlenme süreleri ile çalışma
ortamı ve şartları, ücretin ödenmesine ilişkin usul ve esaslar ile diğer hususlar
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı,
Millî Eğitim Bakanlığı ile Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun görüşleri alınarak
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
Yer ve su altında çalıştırma
yasağı
Madde 72 – Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon
ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını
doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınların çalıştırılması yasaktır.
Gece çalıştırma yasağı
Madde 73 – Sanayie ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış
çocuk ve genç işçilerin gece çalıştırılması yasaktır.
Onsekiz
yaşını doldurmuş kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilişkin usul
ve esaslar Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca
hazırlanacak bir yönetmelikte gösterilir.
Analık halinde çalışma
ve süt izni
Madde 74 – Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve
doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları
esastır. Çoğul gebelik halinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye
iki hafta süre eklenir. Ancak, sağlık durumu uygun olduğu takdirde, doktorun onayı
ile kadın işçi isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilir. Bu
durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir. (Ek cümle: 13/2/2011-6111/76 md.) Kadın işçinin erken doğum yapması
halinde ise doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak süreler, doğum sonrası
sürelere eklenmek suretiyle kullandırılır. (Ek cümleler: 29/1/2016-6663/22 md.) Doğumda veya doğum sonrasında annenin ölümü hâlinde,
doğum sonrası kullanılamayan süreler babaya kullandırılır. Üç yaşını doldurmamış
çocuğu evlat edinen eşlerden birine veya evlat edinene çocuğun aileye fiilen teslim
edildiği tarihten itibaren sekiz hafta analık hâli izni kullandırılır.
(Ek fıkra:
29/1/2016-6663/22 md.) Birinci fıkra uyarınca kullanılan doğum sonrası analık hâli izninin bitiminden
itibaren çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla ve çocuğun hayatta olması kaydıyla
kadın işçi ile üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen kadın veya erkek işçilere
istekleri hâlinde birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüz yirmi gün, sonraki
doğumlarda ise yüz seksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz
izin verilir. Çoğul doğum hâlinde bu sürelere otuzar gün eklenir. Çocuğun engelli
doğması hâlinde bu süre üç yüz altmış gün olarak uygulanır. Bu fıkra hükümlerinden
yararlanılan süre içerisinde süt iznine ilişkin hükümler uygulanmaz.
Yukarıda
öngörülen süreler işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce
ve sonra gerekirse artırılabilir. Bu süreler hekim raporu ile belirtilir.
Hamilelik
süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir.
Hekim
raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, hamile kadın işçi sağlığına uygun daha hafif
işlerde çalıştırılır. Bu halde işçinin ücretinde bir indirim yapılmaz.
İsteği halinde kadın işçiye, onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından
veya çoğul gebelik halinde onsekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz
izin verilir. (Ek cümle:
29/1/2016-6663/22 md.) Bu izin, üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinme hâlinde
eşlerden birine veya evlat edinene verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında
dikkate alınmaz.
Kadın
işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam birbuçuk saat
süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kulllanılacağını
işçi kendisi belirler. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.
(Ek fıkra:
29/1/2016-6663/22 md.) Bu madde hükümleri iş sözleşmesi ile çalışan ve bu Kanunun kapsamında olan
veya olmayan her türlü işçi için uygulanır.
İşçi özlük dosyası
Madde 75 – İşveren çalıştırdığı her işçi için bir özlük dosyası düzenler. İşveren
bu dosyada, işçinin kimlik bilgilerinin yanında, bu Kanun ve diğer kanunlar uyarınca
düzenlemek zorunda olduğu her türlü belge ve kayıtları saklamak ve bunları istendiği
zaman yetkili memur ve mercilere göstermek zorundadır.
İşveren, işçi hakkında edindiği bilgileri dürüstlük kuralları
ve hukuka uygun olarak kullanmak ve gizli kalmasında işçinin haklı çıkarı bulunan
bilgileri açıklamamakla yükümlüdür.
Yönetmelikler
Madde 76 – Nitelikleri gereği günlük ve haftalık çalışma sürelerinin 63 üncü maddede
öngörüldüğü şekilde uygulanması mümkün olmayan iş ve işyerlerinde çalışma sürelerinin
günlük yasal çalışma süresini aşmayacak şekilde ve en çok altı aya kadar denkleştirme
süresi tanınarak uygulanmasını
sağlayacak usuller Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak yönetmeliklerle
düzenlenir.
Nitelikleri dolayısıyla devamlı çalıştıkları için durmaksızın
birbiri ardına işçi postaları çalıştırılarak işletilen yahut nöbetleşe işçi postaları
ile yapılan işlerde, çalışma sürelerine, hafta tatillerine ve gece çalışmalarına
ve çalışma ortasındaki zorunlu dinlenmelere dair özel usul ve esaslar Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak yönetmeliklerle düzenlenir.
BEŞİNCİ BÖLÜM
İş Sağlığı ve Güvenliği
İşverenlerin ve işçilerin
yükümlülükleri
Madde 77 – (Mülga:
20/6/2012-6331/37 md.)
İş sağlığı ve güvenliği
yönetmelikleri[24]
Madde 78 – (Mülga: 20/6/2012-6331/37
md.)
İşin durdurulması veya
işyerinin kapatılması
Madde 79 – (Mülga: 20/6/2012-6331/37
md.)
İş sağlığı ve güvenliği
kurulu
Madde 80 – (Mülga: 20/6/2012-6331/37
md.)
İş sağlığı ve güvenliği
hizmetleri[25]
Madde 81 – (Mülga: 20/6/2012-6331/37
md.)
İş güvenliği ile görevli
mühendis veya teknik elemanlar
Madde 82 – (Mülga:
15/5/2008-5763/37 md.)
İşçilerin hakları
Madde 83 – (Mülga:
20/6/2012-6331/37 md.)
İçki veya uyuşturucu
madde kullanma yasağı
Madde 84 – (Mülga:
20/6/2012-6331/37 md.)
Ağır ve tehlikeli işler
Madde 85 – (Mülga:
20/6/2012-6331/37 md.)
Ağır ve tehlikeli işlerde
rapor
Madde 86 – (Mülga:
20/6/2012-6331/37 md.)
On sekiz yaşından küçük
işçiler için rapor
Madde 87 (Mülga: 20/6/2012-6331/37
md.)
Gebe veya çocuk emziren
kadınlar için yönetmelik
Madde 88 – (Mülga: 20/6/2012-6331/37
md.)
Çeşitli yönetmelikler
Madde 89 – (Mülga: 20/6/2012-6331/37
md.)
ALTINCI BÖLÜM
İş ve İşçi Bulma
İş ve işçi bulmaya aracılık
Madde 90 – İş arayanların elverişli oldukları işlere
yerleştirilmeleri ve çeşitli işler için uygun işçiler bulunmasına aracılık görevi,
Türkiye İş Kurumu ve bu hususta izin verilen özel istihdam bürolarınca yerine getirilir.
YEDİNCİ BÖLÜM
Çalışma Hayatının
Denetimi ve Teftişi
Devletin yetkisi
Madde 91 – Devlet, çalışma hayatı ile ilgili mevzuatın
uygulanmasını izler, denetler ve teftiş eder. Bu ödev Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığına bağlı ihtiyaca yetecek sayı ve özellikte teftiş ve denetlemeye yetkili
iş müfettişlerince yapılır.
(Ek fıkra: 13/2/2011-6111/77 md.; Değişik fıkra: 12/10/2017-7036/13
md.) İşçilerin
kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin başvuruları
üzerine, iş sözleşmesinin devam etmesi kaydıyla birinci fıkra hükmü uyarınca işlem
yapılabilir.
Askeri
işyerleriyle yurt güvenliği için gerekli maddeler üretilen işyerlerinin denetim
ve teftişi konusu ve sonuçlarına ait işlemler Milli Savunma Bakanlığı ile Çalışma
ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca birlikte hazırlanacak yönetmeliğe göre yürütülür.
Yetkili makam ve memurlar[26]
Madde 92 – 91 inci madde hükmünün uygulanması için
iş hayatının izlenmesi, denetlenmesi ve teftişiyle ödevli olan iş müfettişleri,
işyerlerini ve eklentilerini, işin yürütülmesi tarzını ve ilgili belgeleri, araç
ve gereçleri, cihaz ve makineleri, ham ve işlenmiş maddelerle, iş için gerekli olan
malzemeyi 93 üncü maddede yazılı esaslara uyarak gerektiği zamanlarda ve işçilerin
yaşamına, sağlığına, güvenliğine, eğitimine, dinlenmesine veya oturup yatmasına
ilişkin tesis ve tertipleri her zaman görmek, araştırmak ve incelemek ve bu Kanunla
suç sayılan eylemlere rastladığı zaman bu hususta Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte
açıklanan şekillerde bu halleri önlemek yetkisine sahiptirler.[27]
(Değişik ikinci fıkra: 13/2/2011-6111/78 md.) Teftiş, denetleme ve incelemeler sırasında işverenler, işçiler
ve bu işle ilgili görülen başka kişiler izleme, denetleme ve teftişle görevli iş
müfettişleri (…)26 tarafından çağrıldıkları zaman gelmek, ifade ve bilgi vermek, gerekli olan
belge ve delilleri getirip göstermek ve vermek; iş müfettişlerinin birinci fıkrada
yazılı görevlerini yapmaları için kendilerine her çeşit kolaylığı göstermek, bu
yoldaki isteklerini geciktirmeksizin yerine getirmekle yükümlüdürler.
(Değişik üçüncü fıkra: 13/2/2011-6111/78
md.) Çalışma hayatını
izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri (…)26 tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya
kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların
işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili
iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521
sayılı Kanunun 8 inci maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması
iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez.
Yetkili memurların ödevi
Madde 93 – İş hayatını izleme, denetleme ve teftiş
yetkisi olan iş müfettişleri görevlerini yaparlarken işin normal gidişini ve işyerinin
işlemesini, inceledikleri konunun niteliğine göre mümkün olduğu kadar aksatmamak,
durdurmamak ve güçleştirmemekle ve resmi işlemlerin yürütülüp sonuçlandırılması
için, açıklanması gerekmedikçe, işverenin ve işyerinin meslek sırları ve şartları,
ekonomik ve ticari hal ve durumları hakkında gördükleri ve öğrendikleri hususları
tamamen gizli tutmak ve kendileri tarafından bilgileri ve ifadeleri alınan yahut
kendilerine başvuran veya ihbarda bulunan işçilerin ve başka kişilerin isimlerini
ve kimliklerini açıklamamakla yükümlüdürler.
Muafiyet
Madde 94 – İşçi ve işverenlerle bunların meslek kuruluşları
tarafından kendilerini ilgilendiren ve iş hayatına ilişkin işlerde Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığına yazı ile başvurma halinde bu dilekçeler ve bunlarla ilgili
tutanak, evrak, defter ve işlemler damga vergisi ve her çeşit resim ve harçtan muaftır.
Diğer merciler tarafından
yapılan teftişler
Madde 95 – (Mülga: 20/6/2012-6331/37
md.)
İşçi ve işverenin sorumluluğu
Madde 96 – İş denetimi ve teftişine yetkili iş müfettişleri
tarafından ifade ve bilgilerine başvurulan işçilere, işverenlerin gerek doğrudan
doğruya ve gerek dolayısıyla telkinlerde bulunmaları, işçileri gerçeği saklamaya
yahut değiştirmeye sevk veya herhangi bir suretle zorlamaları veyahut işçilerin
ilgili makamlara başvurmaları, haber ve ifade vermeleri üzerine, bunlara karşı kötü
davranışlarda bulunmaları yasaktır.
İşçilerin
çalıştıkları veya ayrıldıkları işyerleriyle işverenleri hakkında gerçeğe uygun olmayan
haberler vererek gereksiz işlemlerle uğraştırılmaları veya işverenleri haksız yere
kötü duruma düşürmeye kalkışmaları ve iş müfettişlerince kendilerinden sorulan hususlar
için doğru olmayan cevaplar vererek denetim ve teftişin yapılmasını güçleştirmek
veya yanlış bir sonuca vardırmak gibi kötü niyetli davranışlarda bulunmaları yasaktır.
Zabıtanın yardımı
Madde 97 – Bu Kanun hükümlerinin tam ve gerektiği
gibi uygulanabilmesi için işyerlerini teftiş ve denetlemeye yetkili iş müfettişlerinin
gerekli görmeleri ve istemeleri halinde, zabıta kuvvetleri, bu iş müfettişlerinin
görevlerini iyi bir şekilde yapabilmelerini sağlamak üzere her türlü yardımda bulunmakla
yükümlüdürler.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
İdari Ceza Hükümleri
İşyerini bildirme yükümlülüğüne
aykırılık
Madde 98 – (Değişik
birinci fıkra: 15/5/2008-5763/8 md.) Bu Kanunun 3 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkralarındaki
işyeri bildirme yükümlülüğüne aykırı davranan işveren veya işveren vekiline, çalıştırılan
her işçi için yüz Yeni Türk Lirası, (…)[28] 3 üncü
maddesinin ikinci fıkrasındaki işyerini muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ile
alt işveren veya vekillerine ayrı ayrı on bin Yeni Türk Lirası idari para cezası
verilir.
Bu
para cezasının kesinleşmesinden sonra bildirim yükümlülüğüne aykırılığın sürmesi
halinde takip eden her ay için aynı miktar ceza uygulanır.
Genel hükümlere aykırılık
Madde 99 – (Değişik:
6/5/2016-6715/4 md.)
Bu Kanunun;
a) 5 inci maddesinde
öngörülen ilke ve yükümlülüklere aykırı davranan işveren veya işveren vekiline bu
durumdaki her işçi için yüz elli Türk lirası,
b) 7 nci maddesinde
öngörülen ilke ve yükümlülüklere aykırı olarak geçici işçi çalıştıran işveren veya
işveren vekiline bu durumdaki her işçi için iki yüz elli Türk lirası,
c) 8 inci maddesinin
son fıkrasındaki belgeyi işçiye vermeyen, 14 üncü maddesi hükümlerine aykırı davranan
işveren veya işveren vekiline bu durumdaki her işçi için yüz elli Türk lirası,
d) 28 inci maddesine aykırı olarak çalışma belgesi düzenleme yükümlülüğüne
aykırı davranan veya bu belgeye gerçeğe aykırı bilgi yazan işveren veya işveren
vekiline bu durumdaki her işçi için yüz elli Türk lirası,
idari para cezası
verilir.
7 nci maddenin ikinci fıkrasının (f) bendine aykırı olarak davranan işveren
veya işveren vekiline ise birinci fıkranın (b) bendinde belirtilen para cezası dört
katı artırılarak uygulanır.
Toplu işçi çıkarma ile
ilgili hükümlere aykırılık
Madde 100 – Bu Kanunun 29 uncu maddesindeki hükümlere
aykırı olarak işçi çıkaran işveren veya işveren vekiline işten çıkardığı her işçi
için dörtyüzelli Türk Lirası idari para cezası verilir.[29]
Engelli ve eski hükümlü çalıştırma
zorunluluğuna aykırılık[30]
Madde 101 – Bu Kanunun 30 uncu maddesindeki hükümlere
aykırı olarak engelli ve eski hükümlü çalıştırmayan işveren veya işveren vekiline
çalıştırmadığı her engelli ve eski hükümlü ve çalıştırmadığı her ay için binyediyüz
Türk Lirası idari para cezası verilir. Kamu kuruluşları da bu para cezasından hiçbir
şekilde muaf tutulamaz.[31]
Ücret ile ilgili hükümlere
aykırılık[32]
Madde 102 – Bu Kanunun;
a) (Değişik: 17/4/2008-5754/85 md.) 32 nci maddesinde
belirtilen ücret ile işçinin bu Kanundan veya toplu iş sözleşmesinden veya iş sözleşmesinden
doğan ücret ödemelerini süresi içinde kasden ödemeyen veya eksik ödeyen, 39 uncu
maddesinde belirtilen komisyonun belirlediği asgari ücreti işçiye ödemeyen veya
noksan ödeyen, ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını zorunlu
tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına ödemeyen işveren, işveren vekili
ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve her ay için yüzyirmibeş Türk
Lirası idari para cezası ,
b)
37 nci maddesine aykırı olarak ücrete ilişkin hesap pusulası düzenlemeyen veya işçi
ücretlerinden 38 inci maddeye aykırı olarak ücret kesme cezası veren veya yaptığı
ücret kesintisinin sebebini ve hesabını bildirmeyen 52 nci maddedeki belgeyi vermeyen
işveren veya işveren vekiline dörtyüzelli Türk Lirası idari para cezası,
c) 41 inci maddesinde belirtilen fazla çalışmalara ilişkin
ücreti ödemeyen, işçiye hak ettiği serbest zamanı altı ay zarfında kullandırmayan,
fazla saatlerde yapılacak çalışmalar için işçinin onayını almayan işveren veya işveren
vekiline, bu durumda olan her işçi için ikiyüzyirmi Türk Lirası idari para cezası,
verilir.
Yıllık ücretli izin
hükümlerine aykırılık
Madde 103 – Yıllık ücretli izni bu Kanunun 56 ncı
maddesine aykırı olarak bölen veya izin ücretini 57 nci maddenin üç ve dördüncü
fıkralarında belirtilen usule aykırı olarak ödeyen veya eksik ödeyen veya 59 uncu
maddedeki hak edilmiş izni kullanmadan iş sözleşmesinin sona ermesi halinde bu izne
ait ücreti ödemeyen veya 60 ıncı maddede belirtilen yönetmeliğin esas ve usullerine
aykırı olarak izin kullandırmayan veya eksik kullandıran işveren veya işveren vekiline
bu durumda olan her işçi için ikiyüzyirmi Türk Lirası idari para cezası verilir.[33]
İşin düzenlenmesine
ilişkin hükümlere aykırılık[34]
Madde 104 – Bu Kanunun 63 üncü maddesinde ve bu maddede
belirtilen yönetmelikte belirlenen çalışma sürelerine aykırı olarak işçilerini çalıştıran
veya 68 inci maddesindeki ara dinlenmelerini bu maddeye göre uygulamayan veya işçileri
69 uncu maddesine aykırı olarak geceleri yedibuçuk saatten fazla çalıştıran; gece
ve gündüz postalarını değiştirmeyen, 71 inci maddesi hükmüne ve bu maddenin son
fıkrasında anılan yönetmelik hükümlerine aykırı hareket eden, 72 nci maddesi hükümlerine
aykırı olarak bu maddede belirtilen yerlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkek çocukları
ve gençleri ve her yaştaki kadınları çalıştıran, 73 üncü maddesine aykırı olarak
çocuk ve genç işçileri gece çalıştıran veya aynı maddede anılan yönetmelik hükümlerine
aykırı hareket eden 74 üncü maddesindeki hükme aykırı olarak doğumdan önceki ve
sonraki sürelerde gebe veya doğum yapmış kadınları çalıştıran veya ücretsiz izin
vermeyen, 75 inci maddesindeki işçi özlük dosyalarını düzenlemeyen, 76 ncı maddesinde
belirtilen yönetmelik hükümlerine uymayan işveren veya işveren vekiline binikiyüz
Türk Lirası idari para cezası verilir.[35]
64
üncü (…)[36] maddede öngörülen hükümlere
aykırı davranan işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için ikiyüzyirmi
Türk Lirası idari para cezası verilir.
İş sağlığı ve güvenliği
ile ilgili hükümlere aykırılık
Madde 105 – (Mülga:
20/6/2012-6331/37 md.)
İş ve işçi bulma hükümlerine
aykırılık
Madde 106 – Bu Kanunun 90 ıncı maddesinde öngörülen izni almadan faaliyet
gösteren işverene bir milyar lira para cezası verilir.
İş hayatının denetim
ve teftişi ile ilgili hükümlere aykırılık
Madde 107 – (Değişik:
23/1/2008-5728/500 md.)
Bu Kanunun;
a) 92 nci maddesinin ikinci fıkrasındaki yükümlülüklerini yerine getirmeyen,
b) 96 ncı maddesindeki yasaklara uymayan,
işveren veya işveren vekiline sekizbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.
İş müfettişlerinin bu Kanundan veya diğer kanunlardan doğan
her çeşit teftiş, denetleme yetki ve görevleri gereğince görevlerinin yerine getirilmesi
sırasında, görevlerini yapma ve sonuçlandırmaya engel olan kimselere, fiil suç oluşturmadığı
takdirde, sekizbin Türk Lirası idarî para cezası verilir.
İdari para cezalarının
uygulanmasına ilişkin hususlar
Madde 108 – (Değişik: 15/5/2008-5763/10 md.)
Bu
Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları
hariç, gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge
Müdürünce verilir. (Değişik ikinci cümle:
13/2/2011-6111/79 md.) 101 inci ve 106 ncı maddeler
kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu il müdürü tarafından;
birden fazla ilde işyerleri bulunan işverenlere uygulanacak idari para cezası ise
işyerlerinin merkezinin bulunduğu yerdeki Türkiye İş Kurumu il müdürünce verilir
ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncı maddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904
sayılı Kanunun 20 nci maddesinin (h) bendindeki tutar esas alınır.
DOKUZUNCU BÖLÜM
Çeşitli, Geçici
ve Son Hükümler
Yazılı bildirim
Madde 109 – Bu Kanunda öngörülen bildirimlerin ilgiliye
yazılı olarak ve imza karşılığında yapılması gerekir. Bildirim yapılan kişi bunu
imzalamazsa, durum o yerde tutanakla tespit edilir. Ancak, 7201 sayılı Kanun kapsamına
giren tebligat anılan Kanun hükümlerine göre yapılır.
Konut kapıcılarının
özel çalışma koşulları
Madde 110 – Konut kapıcılarının hizmetlerinin kapsam
ve niteliği ile çalışma süreleri, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günleri,
yıllık ücretli izin hakları ve kapıcı konutları ile ilgili hususların düzenlenmesinde
uygulanacak değişik şekil ve esaslar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca hazırlanacak
bir yönetmelikle düzenlenir.
Sanayi, ticaret, tarım
ve orman işleri
Madde 111 – (Değişik:
15/5/2008-5763/11 md.)
Bu Kanunun uygulanması bakımından; sanayiden, ticaretten, tarım ve orman işlerinden sayılacak işlerin esasları aşağıda belirtilmiştir.
Sanayiden sayılacak işlerin esasları şunlardır:
a) Her türlü madenleri arama ve topraktan çıkarma, taş, kum ve kireç ocakları.
b) Ham, yarı ve tam
yapılmış maddelerin işlenmesi, temizlenmesi, şeklinin değiştirilmesi, süslenmesi,
satış için hazırlanması.
c) Her türlü kurma, onarma, sökme, dağıtma ve yıkma.
d) Bina yapılması ve onarımı, değiştirilmesi, bozulması, yıkılması ve bunlara yardımcı her türlü sınai yapım.
e) Yol, demiryolu, tramvay yolu, liman, kanal, baraj, havaalanı, dalgakıran, tünel, köprü, lağım ve kuyuların yapılması ve onarımı, batıkların çıkarılması ve bataklık kurutma.
f) Elektrik ve her çeşit muharrik kuvvetlerin elde edilmesi, değiştirilmesi, taşınması, kurma ve dağıtma.
g) Su ve gaz tesisatı kurma ve işletmesi.
h) Telefon, telgraf, telsiz, radyo ve televizyon kurma.
i) Gemi ve vapur yapımı, onarımı, değiştirilmesi ve bozup dağıtma.
j) Eşyanın istasyon,
antrepo, iskele, limanlar ve havaalanlarında yükletilmesi, boşaltılması.
k) Basımevleri.
Ticaretten sayılacak işlerin esasları şunlardır:
a) Ham, yarı ve tam yapılmış her çeşit bitkisel, hayvani veya sınai ürün ve malların alımı ve satımı.
b) Bankacılık ve finans
sektörü ile ilgili işlerle, sigortacılık, komisyonculuk, depoculuk, ambarcılık,
antrepoculuk.
c) Su ürünleri alımı ve satımı.
d) Karada, göl ve akarsularda insan veya eşya ve hayvan taşıma.
Tarım ve orman işlerinden sayılacak işlerin esasları şunlardır:
a) Her çeşit meyveli ve meyvesiz bitkiler; çay, pamuk, tütün, elyaflı bitkiler; turunçgiller; pirinç, baklagiller; ağaç, ağaççık, omca, tohum, fide, fidan; sebze ve tarla ürünleri; yem ve süt bitkilerinin yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı, araştırılması, bunlarla ilgili her türlü toprak işleri, ekim, dikim, aşı, budama, sulama, gübreleme, hasat, harman, devşirme, temizleme, hazırlama ve ayırma işleri, hastalık ve zararlılarla mücadele, toprak ıslahı, çayır, mera, toprak ve su korunması.
b) Ormanların korunması, planlanması (amenajman), yetiştirilmesi, işletilmesi, sınırlandırılması çalışmaları, bunlara ait alt yapı çalışmaları ile tohum toplama, fidanlık, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, etüt proje ve rehabilitasyonu, ormancılık araştırma ile milli park, orman içi dinlenme yerleri ve kent ormanlarının kurulması, bakım ve geliştirilmesi.
c) Her türlü iş ve gelir hayvanlarının (arı, ipek böceği ve benzerleri dahil) yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı ve bunlarla ilgili bakım, güdüm, terbiye, kırkım, sağım ve ürünlerinin elde edilmesi, toplanması, saklanması ile bu hayvanların hastalık ve asalaklarıyla mücadele.
d) 854 sayılı Deniz İş Kanununun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, kara ve su avcılığı ve üreticiliği ile bu yoldan elde edilen ürünlerin saklanması ve taşınması.
Yukarıda sayılan esaslar doğrultusunda bir işin bu Kanunun uygulanması bakımından sanayi, ticaret, tarım ve orman işlerinden hangisinin kapsamında sayılacağı; Sanayi ve Ticaret, Çevre ve Orman ile Tarım ve Köyişleri bakanlıklarının görüşleri alınarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca altı ay içinde çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.
Bazı kamu kurum ve kuruluşlarında
çalışanların kıdem tazminatı
Madde 112 – Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan
kurum ve kuruluşların
haklarında bu Kanun ve 854, 5953, 5434 sayılı kanunların hükümleri uygulanmayan personeli ile kamu kuruluşlarında sözleşmeli
olarak istihdam edilenlere mevzuat veya sözleşmelerine göre kıdem tazminatı niteliğinde
yapılan ödemeler kıdem tazminatı sayılır.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/8 md.) 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 62 nci
maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında alt işverenler tarafından çalıştırılan
işçilerin kıdem tazminatları;
a) Alt işverenlerinin
değişip değişmediğine bakılmaksızın aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna
ait işyerlerinde çalışmış olanların bu şekilde çalışmış oldukları sürelere ilişkin
kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait işyerlerinde
geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit olunur. Bunlardan son alt işverenleri
ile yapılmış olan iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine göre
kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanların kıdem tazminatları
ilgili kamu kurum veya kuruluşları tarafından,
b) Aynı alt işveren
tarafından ve aynı iş sözleşmesi çerçevesinde farklı kamu kurum veya kuruluşlarında
çalıştırılmış olan işçilerden iş sözleşmeleri 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesine
göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olanlara, 4734 sayılı
Kanunun 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında farklı kamu kurum
ve kuruluşuna ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı esas alınarak çalıştırıldığı
son kamu kurum veya kuruluşu tarafından,
işçinin banka hesabına
yatırılmak suretiyle ödenir.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/8 md.) Alt işveren ile yapmış olduğu iş sözleşmesi sona ermediği gibi,
alt işveren tarafından 4734 sayılı Kanun kapsamında bulunan idarelere ait işyerleri
dışında bir işyerinde çalıştırılmaya devam olunan ve bu şekilde çalıştırıldığı sırada
iş sözleşmesi kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona eren işçinin
kıdem tazminatı, işçinin yazılı talebi hâlinde, kıdem tazminatının söz konusu kamu
kurum veya kuruluşlarına ait işyerlerinde geçen süreye ilişkin kısmı, kamu kurum
veya kuruluşuna ait çalıştığı son işyerindeki ücretinin yılları itibarıyla asgari
ücret artış oranları dikkate alınarak güncellenmiş miktarı üzerinden hesaplanmak
suretiyle son kamu kurum veya kuruluşu tarafından işçinin banka hesabına yatırılmak
suretiyle ödenir. Bu şekilde hesaplanarak ödenen kıdem tazminatı tutarının, iş sözleşmesinin
sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden aynı süreler dikkate alınarak hesaplanacak
kıdem tazminatı tutarından daha düşük olması hâlinde, işçinin aradaki farkı alt
işverenden talep hakkı saklıdır.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/8 md.) İkinci fıkranın (b) bendi veya üçüncü fıkra uyarınca farklı
kamu kurum veya kuruluşlarına ait işyerlerinde geçen hizmet sürelerinin toplamı
üzerinden kıdem tazminatı ödenmesi hâlinde, kıdem tazminatı ödemesini gerçekleştiren
son kamu kurum veya kuruluşu, ödenen kıdem tazminatı tutarının diğer kamu kurum
veya kuruluşlarında geçen hizmet süresine ilişkin kısmını ilgili kamu kurum veya
kuruluşundan tahsil eder. Ancak, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri arasında
bu fıkra hükümlerine göre bir tahsil işlemi yapılmaz.
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/8 md.) Kıdem tazminatı tutarı, 4734 sayılı Kanunun ek 8 inci maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında belirtilen işyerlerinde kıdem tazminatı
ile ilgili açılacak bütçe tertibinden, (b) bendi kapsamında belirtilen işyerlerinde
ise hizmet alımı gider kaleminden, ödeneğin yetip yetmediğine bakılmaksızın ödenir.
(Ek fıkra:21/2/2019-7166/11
md.) (İptal
altıncı fıkra: Anayasa Mahkemesinin 19/9/2019 tarihli ve E.:2019/42, K.:2019/73
sayılı Kararı ile.)
(Ek fıkra: 10/9/2014-6552/8 md.) Bu madde kapsamında alt işverenler yanında çalışan işçilerin
bu işyerlerinde geçen hizmet süresinin hesabı, alt işverenden ve alt işveren işçisinden
istenecek belgeler ve ödeme süreci ile ilgili diğer usul ve esaslar Maliye Bakanlığı
ve Kamu İhale Kurumunun görüşleri alınarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca
çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
(Ek fıkra: 4/4/2015-6645/40 md.) 5/1/2002 tarihli ve 4735 sayılı Kamu İhale
Sözleşmeleri Kanunu ile 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu kapsamında
rödövans sözleşmeleri çerçevesinde yer altı maden işletmeciliği yapan şirketlere
ve ortaklarına ait malların Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından el koyma veya
takip yoluyla satışından elde edilen gelirler, öncelikle bu sözleşmeler kapsamında
söz konusu şirketlerde çalışmış olan işçilerden, iş sözleşmeleri kıdem tazminatını
hak edecek şekilde sona ermiş olanların kıdem ve ihbar tazminatları ile izin, fazla
çalışma ve diğer ücret alacaklarının ödenmesinde kullanılır. Bu ödemeler Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonu tarafından ilgililerin hesaplarına yatırılmak suretiyle gerçekleştirilir.
Ödemeye esas bilgi ve belgeler, işçinin son çalıştığı işvereni tarafından Tasarruf
Mevduatı Sigorta Fonuna teslim edilir.
Bazı işlerde çalışanların
ücretlerinin güvencesi
Madde 113 – Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının
(b) ve (ı) bentlerinde sayılan işyerlerinde çalışan işçiler hakkında 32, 35, 37,
38 inci madde hükümleri uygulanır. Bu maddelere aykırılık hallerinde ilgililer hakkında
ilgili ceza hükümleri uygulanır.
Üçlü Danışma Kurulu
Madde 114 – Çalışma barışının ve endüstri ilişkilerinin
geliştirilmesinde, çalışma hayatıyla ilgili mevzuat çalışmalarının ve uygulamalarının
izlenmesi amacıyla; Hükümet ile işveren, kamu görevlileri ve işçi sendikaları konfederasyonları
arasında etkin danışmayı sağlamak üzere, üçlü temsile dayalı istişari mahiyette
bir danışma kurulu oluşturulur.
Kurulun
çalışma usul ve esasları çıkarılacak bir yönetmelikle düzenlenir.
Kantin açılması
Madde 115 – İşyerlerinde, yüzelli ve daha fazla işçi
çalıştırılması halinde, işçilerin ve ailelerinin gerekli ihtiyaçlarının karşılanması
amacıyla işçiler tarafından kurulacak tüketim kooperatiflerine işverenlerce yer
tahsisi yapılabilir.
Madde 116 – (13.6.1952
tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin
Tanzimi Hakkında Kanun ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Madde 117 – (5.5.1983
tarihli ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Madde 118 – (5.5.1983
tarihli ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ile ilgili olup yerine işlenmiştir.)
Yönetmelikler
Madde 119 – Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler Kanunun
yayımı tarihinden itibaren altı ay içerisinde çıkartılır.
Yürürlükten kaldırılan
hükümler
Madde 120 – 25.8.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun
14 üncü maddesi hariç diğer maddeleri yürürlükten kaldırılmıştır.
Korumalı işyerlerinde
çalışan engellilerin ücretleri
Ek Madde 1 – (Ek: 6/2/2014-6518/59 md.)
Korumalı işyerlerinde çalıştırılan ve iş gücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel veya ruhsal engellilere işverenlerince zamanında ödenmiş olan ücretlerinin;
a) Korumalı işyerlerinde
çalışan her engelli için 1/7/1976 tarihli ve 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç,
Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 2 nci maddesinin
birinci fıkrasının (a) bendi gereğince ödenen aylık tutarı kadarı,
b) 29/1/2004 tarihli
ve 5084 sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında Kanunun 2 nci maddesi kapsamındaki illerde kurulmuş bulunan korumalı
işyerlerinde çalışan her engelli için ilaveten (a) bendi ile belirlenen tutarın
yüzde yirmisi,
c) Korumalı işyeri statüsü almak için ilgili mevzuatla çalıştırılması zorunlu olan sayıdan daha fazla engelli çalıştıran işyerlerinde, zorunlu sayının üstünde çalıştırılan her engelli için ilaveten (a) bendi ile belirlenen tutarın yüzde yirmisi,
bu ücretlere ilişkin yasal yükümlülüklerin de tam ve zamanında karşılanmış olması kaydıyla, Hazine tarafından işverene ödenir.
Birinci fıkrada belirlenen ücret kısımlarının ödenmesine ilişkin usul ve esaslar, Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığının uygun görüşü alınmak suretiyle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir.
Mazeret izni
Ek Madde 2 – (Ek:
4/4/2015-6645/35 md.)
İşçiye; evlenmesi
veya evlat edinmesi ya da ana veya babasının, eşinin, kardeşinin, çocuğunun ölümü
hâlinde üç gün, eşinin doğum yapması hâlinde ise beş gün ücretli izin verilir.
İşçilerin en az yüzde
yetmiş oranında engelli veya süreğen hastalığı olan çocuğunun tedavisinde, hastalık
raporuna dayalı olarak ve çalışan ebeveynden sadece biri tarafından kullanılması
kaydıyla, bir yıl içinde toptan veya bölümler hâlinde on güne kadar ücretli izin
verilir.
Zamanaşımı süresi
Ek Madde 3- (Ek: 12/10/2017-7036/15 md.)
İş sözleşmesinden kaynaklanmak kaydıyla hangi kanuna tabi olursa olsun, yıllık izin ücreti ve aşağıda belirtilen tazminatların zamanaşımı süresi beş yıldır.
a) Kıdem tazminatı.
b) İş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminat.
c) Kötüniyet tazminatı.
d) İş sözleşmesinin eşit davranma ilkesine uyulmaksızın feshinden
kaynaklanan tazminat.
Geçici Madde 1 – Diğer mevzuatta 1475 sayılı İş Kanununa
yapılan atıflar bu Kanuna yapılmış sayılır.
Bu
Kanunun 120 nci maddesi ile yürürlükte bırakılan 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü
maddesinin birinci fıkrasının 1 inci ve 2 nci bendi ile onbirinci fıkrasında, anılan
Kanunun 16, 17 ve 26 ncı maddelerine yapılan atıflar, bu Kanunun 24, 25 ve 32 nci
maddelerine yapılmış sayılır.
Geçici Madde 2 – (Mülga:
20/6/2012-6331/37 md.)
Geçici Madde 3 – 1475 sayılı Kanuna göre alınmış bulunan
asgari ücret kararı, bu Kanunun 39 uncu Maddesine göre tespit yapılıncaya kadar
yürürlükte kalır.
Geçici Madde 4 – Mülga 3008 sayılı İş Kanununun 13 üncü
maddesi hükümleri haklarında uygulanmayanlar için, bu Kanunun geçici 6 ncı maddesinde
sözü edilen kıdem tazminatı hakkı 12.8.1967 tarihinden itibaren başlar.
İlk
defa bu Kanun kapsamına girenlerin kıdem tazminatı hakları bu Kanunun yürürlüğe
girdiği tarihten itibaren başlar.
Geçici Madde 5 – 1475 sayılı Kanunun 25 inci maddesi ile
3713 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin (B) fıkrasında yer alan oranlar, bu Kanunun
30 uncu maddesi uyarınca Bakanlar Kurulu tarafından yeniden belirleninceye kadar
geçerlidir.
Geçici Madde 6 – Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı
fonu kurulur. Kıdem tazminatı fonuna ilişkin Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar
işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş Kanununun 14 üncü maddesi hükümlerine göre
kıdem tazminatı hakları saklıdır.
Geçici Madde 7 – (Ek:
6/5/2016-6715/5 md.)
Bu
maddeyi ihdas eden Kanunun yayımı tarihinden önce 7 nci maddenin birinci fıkrası
uyarınca bir işçinin yapmakta olduğu işe benzer işlerde çalıştırılması koşuluyla
başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devredilmesi
suretiyle kurulmuş bulunan geçici iş ilişkileri, sözleşmelerinin süresince devam
eder.
Geçici Madde 8- (Ek: 12/10/2017-7036/16 md.)
Ek 3 üncü madde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra sona eren iş sözleşmelerinden kaynaklanan yıllık izin ücreti ve tazminatlar hakkında uygulanır.
Ek
3 üncü maddede belirtilen yıllık izin ücreti ve tazminatlar için bu maddenin yürürlüğe
girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri, değişiklikten önceki
hükümlere tabi olmaya devam eder. Ancak, zamanaşımı süresinin henüz dolmamış kısmı,
ek 3 üncü maddede öngörülen süreden uzun ise, ek 3 üncü maddede öngörülen sürenin
geçmesiyle zamanaşımı süresi dolmuş olur.
Geçici Madde 9– (Ek:21/2/2019-7166/12
md.)
(İptal birinci cümle:
Anayasa Mahkemesinin 19/9/2019 tarihli ve E.:2019/42, K.:2019/73 sayılı Kararı ile.) İcra takiplerinde rücu edilmeyecek kısma
ilişkin olarak harç alınmaksızın düşme kararı verilir, takip giderleri ile vekâlet
ücreti taraflar üzerinde bırakılır. Ancak, bu kapsamda alt işverene rücu edilerek
takip ve tahsil edilmiş olan tutarlar, alt işverenler lehine hiçbir şekilde alacak
hakkı doğurmaz ve tahsil edilmiş tutarlar iade edilmez.
Geçici Madde 10 – (Ek:16/4/2020-7244/9 md.)[37][38]
Bu Kanunun kapsamında olup olmadığına
bakılmaksızın her türlü iş veya hizmet sözleşmesi, bu maddenin yürürlüğe girdiği
tarihten itibaren üç ay süreyle 25 inci maddenin birinci fıkrasının (II) numaralı
bendinde ve diğer kanunların ilgili hükümlerinde yer alan ahlak ve iyi niyet kurallarına
uymayan haller ve benzeri sebepler, belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona
ermesi, işyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi, ilgili
mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona
ermesi halleri dışında işveren tarafından
feshedilemez.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren üç aylık süreyi geçmemek üzere işveren işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz
izne ayırabilir. Bu madde kapsamında ücretsiz izne ayrılmak, işçiye haklı nedene
dayanarak sözleşmeyi fesih hakkı vermez.
Bu madde hükümlerine aykırı olarak
iş sözleşmesini fesheden işveren veya işveren vekiline, sözleşmesi feshedilen her
işçi için fiilin işlendiği tarihteki aylık brüt asgari ücret tutarında idari para
cezası verilir.
Cumhurbaşkanı
birinci ve ikinci fıkrada yer alan üç aylık süreleri her defasında en fazla üçer
aylık sürelerle 30/6/2021 tarihine kadar uzatmaya yetkilidir.
Geçici Madde 11 – (Ek:23/7/2020-7252/6 md.)
Manisa
ili Soma ilçesinde Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumunun taraf olduğu 3213 sayılı
Kanun kapsamında imzalanmış rödovans sözleşmeleri kapsamında yer alan Işıklar, Atabacası
ve Geventepe ocaklarında çalışan ve (…)[39] kıdem
tazminatına hak kazanacak şekilde hizmet akdi sona erdirilen işçilerden kıdem tazminatını
ve/veya iş sözleşmesinin bildirim şartına uyulmaksızın feshinden kaynaklanan tazminatını
alamayanların bu tazminatları, bu maddenin yürürlük tarihinden itibaren iki ay içinde
Kuruma müracaat etmeleri halinde müracaat tarihinden itibaren altı ay içinde Kurum
tarafından ödenir. Yapılan ödeme nedeniyle Kurum, rödovans sözleşmesinin tarafı
olan ilgili şirketler ile bu şirketlerden tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği
anlaşılan tutar için kıdem tazminatına hak kazanılacak şekilde iş sözleşmelerinin
sona erdiği tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar görev yapmış yönetim
kurulu üyelerine rücu eder.
Yürürlük
Madde 121 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 122 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
4857 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHLERİNİ GÖSTERİR LİSTE
Kanun/KHK No. | Kanun/KHK Resmî Gazete Tarihi | Kanun/KHK Yürürlüğe Giriş Tarihi | Anayasa Mahkemesi Kararı Tarih/ No. | 4857 Sayılı Kanunun Değiştirilen Maddeleri | |
1. | 4884 | 17/6/2003 | 17/6/2003 | – | 3 |
2. | 5378 | 7/7/2005 | 7/7/2005 | – | 108 |
3. | 5538 | 12/7/2006 | 12/7/2006 | – | 2, 81 |
4. | 5728 | 8/2/2008 | 8/2/2008 | – | 107, 108 |
5. | 5754 | 8/5/2008 | 8/5/2008 | – | 32, 102 |
6. | 5763 | 26/5/2008 | 26/5/2008 | – | 3, 33, 65, 78, 81, 82, 88, 95,
98, 105, 108, 111 |
7. | 5763 | 26/5/2008 | 1/7/2008 | – | 30 |
8. | 5763 | 26/5/2008 | 1/1/2009 | – | 85 |
9. | 5797 | 19/8/2008 | 1/7/2008 tarihinden geçerli
olmak üzere yayımı tarihinde | – | 30 |
10. | 5838 | 28/2/2009 (Mükerrer) | 28/2/2009 | – | 18 |
11. | 6009 | 1/8/2010 | 1/8/2010 | – | 2, 81 |
12. | 6111 | 25/2/2011 (1. Mükerrer) | 25/2/2011 | – | 74, 91, 92, 108 |
13. | KHK/665 | 2/11/2011 (Mükerrer) | 2/11/2011 | – | 30 |
14. | 6270 | 26/1/2012 | 26/1/2012 | – | 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105 |
15. | 6353 | 12/7/2012 | 12/7/2012 | – | 30 |
16. | 6331 | 30/6/2012 | 30/12/2012 | – | 2, 4, 7, 25, 63, 69, 71, 77, 78, 79, 80, 81, 83, 84, 85, 86,87, 88, 89, 95, 98, 105, Geçici Madde 2 |
17. | 6462 | 3/5/2013 | 3/5/2013 | – | 25, 30, 101 |
18. | 6518 | 6/2/2014 | 19/2/2014 | – | 5, 30, Ek Madde 1 |
4857 SAYILI KANUNA EK VE DEĞİŞİKLİK GETİREN MEVZUATIN
YÜRÜRLÜĞE GİRİŞ TARİHLERİNİ GÖSTERİR TABLO
Değiştiren Kanunun/ KHK’nin veya İptal Eden
Anayasa Mahkemesi Kararının Numarası | 4857 Sayılı Kanunun Değişen veya İptal Edilen
Maddeleri | Yürürlüğe Giriş Tarihi |
6552 | 3, 18, 36, 41, 53, 56, 112 | 11/9/2014 |
41inci maddesinin onuncu
fıkrası, 63 | 1/1/2015 | |
6645 | 41, 46, 55, 63, 69, 71, 104, 112,
Ek Madde 2 | 23/4/2015 |
6663 | 13, 74 | 10/2/2016 |
6704 | 56 | 26/4/2016 |
6715 | 7, 14, 63, 99, Geçici Madde 7 | 20/5/2016 |
7036 | 91, 92, Ek Madde 3, Geçici Madde 8 | 25/10/2017 |
20, 21 | 1/1/2018 | |
KHK/700 | 2, 36, 39, 43, 54, 55, 92 | 24/6/2018 tarihinde
birlikte yapılan Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucunda
Cumhurbaşkanının andiçerek göreve başladığı tarihte (9/7/2018) |
7166 | 112, Geçici Madde 9 | 22/2/2019 |
Anayasa Mahkemesinin 19/9/2019 tarihli ve E.:2019/42, K.:2019/73 sayılı Kararı | 112, Geçici Madde 9 | 15/10/2019 |
7226 | 64 | 26/3/2020 |
7244 | Geçici Madde 10 | 17/4/2020 |
7252 | Geçici Madde 10, Geçici Madde 11 | 28/7/2020 |
7429 | 69 | 28/12/2022 |
Anayasa Mahkemesinin 8/11/2023 tarihli ve E.: 2020/75; K.: 2023/188 sayılı Kararı | Geçici Madde 11 | 23/1/2024 |
[1] 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 145
inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “kanunun verdiği yetkiye” ibaresi
“Cumhurbaşkanlığı kararnamesine” şeklinde değiştirilmiştir.
[2] 10/9/2014
tarihli ve 6552 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “altı iş
günü” ibareleri “otuz iş günü” şeklinde değiştirilmiştir.
[3] 10/9/2014 tarihli ve 6552 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu fıkranın beşinci cümlesinin değiştirilmesi hüküm altına alınmış olmakla birlikte, iki cümle şeklindeki düzenleme yerine işlenmiştir.
[4] 20/6/2012
tarihli ve 6331 sayılı Kanunun 37 nci maddesiyle, bu bentte yer alan “İş
sağlığı ve güvenliği hükümleri saklı kalmak üzere” ibaresi madde metninden
çıkarılmıştır.
[5] 6/5/2016
tarih ve 6715 sayılı Kanınun 2 nci maddesiyle bu madde başlığı “Çağrı üzerine
çalışma” iken metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
[6] 18/2/2009
tarihli ve 5838 sayılı Kanunun 32 nci maddesiyle; bu bentte yer alan “Mevzuattan
veya sözleşmeden doğan haklarını takip” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya
yükümlülüklerini yerine getirmek” ibaresi eklenmiştir.
[7] 25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu alt
bentte yer alan “veya sakatlığa uğraması halinde” ibaresi “yakalanması veya
engelli hâle gelmesi durumunda” şeklinde değiştirilmiştir.
[8] 20/6/2012
tarihli ve 6331 sayılı Kanunun 32 nci maddesiyle, bu alt bentte yer alan “veya
84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi” ibaresi “, işyerine sarhoş yahut
uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması”
şeklinde değiştirilmiştir.
[9] 15/5/2008
tarihli ve 5763 sayılı Kanunun 2 nci maddesiyle bu madde başlığı “Özürlü, eski
hükümlü ve terör mağduru çalıştırma zorunluluğu” iken, metne işlendiği şekilde
değiştirilmiştir.
[10] 25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu maddenin başlığında yer alan “Özürlü” ibaresi “Engelli”, birinci fıkrasında yer alan “özürlü” ibareleri “engelli”, ikinci fıkrasında yer alan “sakatlananlara” ibaresi “engelli hâle gelenlere”, dördüncü fıkrasında yer alan “özürlü” ibaresi “engelli”, altıncı fıkrasında yer alan “özürlü” ibareleri “engelli”, yedinci fıkrasında yer alan “özürlülerin”, “özürlünün”, “Özürlü” ve “özürlüyü” ibareleri sırasıyla “engellilerin”, “engellinin”, “Engelli” ve “engelliyi” şeklinde değiştirilmiştir.
[11] 4/7/2012
tarihli ve 6353 sayılı Kanunun 79 uncu maddesiyle, bu fıkrada yer alan “eski
hükümlü işçiyi” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya 21/6/1927 tarihli ve 1111
sayılı Askerlik Kanunu veya 16/6/1927 tarihli ve 1076 sayılı Yedek Subaylar ve
Yedek Askeri Memurlar Kanunu kapsamına giren ve askerlik hizmetini yaparken
12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 21 inci maddesinde
sayılan terör olaylarının sebep ve tesiri sonucu malul sayılmayacak şekilde
yaralananları” ibaresi eklenmiştir.
[12] 6/2/2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle bu fıkrada
yer alan “nasıl işe alınacakları,” ibaresinden sonra gelmek üzere “Aile ve
Sosyal Politikalar Bakanlığının görüşü alınarak” ibaresi eklenmiştir.
[13] 6/2/2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanunun 58 inci maddesiyle bu fıkrada yer alan “yüzde ellisi” ibaresi “tamamı” şeklinde değiştirilmiştir.
[14] 2/7/2018
tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 145 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “özel
kanunla verilmiş yetkiye” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesine” şeklinde
değiştirilmiştir.
[15] 4/4/2015
tarihli ve 6645 sayılı Kanunun 34 üncü maddesiyle, bu fıkrada yer alan
“haftalık otuz altı saati aşan” ibaresi “haftalık otuz yedi buçuk saati aşan”
şeklinde değiştirilmiştir.
[16] 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 145 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Bakanlar Kurulu” ibaresi “Cumhurbaşkanı” şeklinde değiştirilmiştir.
[17] 2/7/2018
tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 145 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “özel
kanunla verilmiş yetkiye” ibaresi “Cumhurbaşkanlığı kararnamesine” şeklinde
değiştirilmiştir.
[18] 2/7/2018 tarihli
ve 700 sayılı KHK’nin 145 inci maddesiyle, bu bentte yer alan “tüzüğe” ibaresi
“yönetmeliğe” şeklinde değiştirilmiştir.
[19] 25/3/2020
tarihli ve 7226 sayılı Kanunun 43 üncü maddesiyle bu fıkrada yer alan “iki”
ibaresi “dört” şeklinde değiştirilmiştir.
[20] 22/12/2022 tarihli ve 7429 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle bu fıkrada yer alan “ve sağlık hizmeti” ibaresi “, sağlık hizmeti ve 30/5/2013 tarihli ve 6491 sayılı Türk Petrol Kanunu uyarınca petrol araştırma, arama ve sondaj faaliyetleri kapsamında” şeklinde değiştirilmiştir.
[21] 20/6/2012
tarihli ve 6331 sayılı Kanunun 32 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “hafif
işler” ibaresinden sonra gelmek üzere “, onaltı yaşını doldurmuş fakat onsekiz
yaşını bitirmemiş genç işçilerin hangi çeşit işlerde çalıştırılabilecekleri”
ibaresi eklenmiştir.
[22] 4/4/2015
tarihli ve 6645 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “ondört
yaşını bitirmiş ve ilk öğretimini tamamlamış” ibaresi “on dört yaşını doldurmuş
ve zorunlu ilköğretim çağını tamamlamış” şeklinde değiştirilmiştir.
[23] 4/4/2015 tarihli ve 6645 sayılı Kanunun 38 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “Okula devam eden” ibaresi “Okul öncesi çocuklar ile okula devam eden” şeklinde ve “birinci” ibaresi “dördüncü” şeklinde değiştirilmiştir.
[24] 15/5/2008
tarihli ve 5763 sayılı Kanunun 3 üncü maddesiyle bu madde başlığı " Sağlık
ve güvenlik tüzük ve yönetmelikleri“ iken, metne işlendiği şekilde
değiştirilmiştir.
[25] 15/5/2008
tarihli ve 5763 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle bu madde başlığı “İşyeri
hekimleri” iken, metne işlendiği şekilde değiştirilmiştir.
[26] 12/10/2017 tarihli ve 7036 sayılı Kanunun 14 üncü maddesiyle, bu maddenin ikinci fıkrasında yer alan “ve işçi şikayetlerini inceleyen bölge müdürlüğü memurları” ibaresi ile üçüncü fıkrasında yer alan “ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
[27] 2/7/2018 tarihli ve 700 sayılı KHK’nin 145 inci maddesiyle, bu fıkrada
yer alan “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından çıkarılacak İş
Teftişi Tüzüğünde” ibaresi “Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikte” şeklinde
değiştirilmiştir.
[28] 20/6/2012
tarihli ve 6331 sayılı Kanunun 37 nci maddesiyle, bu fıkrada yer alan alan “85
inci madde kapsamındaki işyerlerinde ise çalıştırılan her işçi için bin Yeni
Türk Lirası,” ibaresi madde metninden çıkartılmıştır.
[29] 17/1/2012
tarihli ve 6270 sayılı Kanunun 17 nci maddesi ile bu fıkrada yer alan “ikiyüz
milyon lira para cezası” ibaresi “dörtyüzelli Türk Lirası idari para cezası”
şeklinde değiştirilmiştir.
[30] 25/4/2013 tarihli ve 6462 sayılı Kanunun 1 inci maddesiyle, bu madde
başlığında yer alan “Özürlü” ibaresi “Engelli”, birinci fıkrasında yer alan
“özürlü” ibareleri “engelli” şeklinde değiştirilmiştir.
[31] 17/1/2012
tarihli ve 6270 sayılı Kanunun 17 nci maddesi ile bu fıkrada yer alan
“yediyüzelli milyon lira para cezası” ibaresi “binyediyüz Türk Lirası idari
para cezası” şeklinde değiştirilmiştir.
[32] 17/1/2012 tarihli ve 6270 sayılı Kanunun 17 nci maddesi ile bu maddenin
birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan “yüz Yeni Türk Lirası” ibaresi
“yüzyirmibeş Türk Lirası” şeklinde, (b) bendinde yer alan “ikiyüz milyon lira
para cezası” ibaresi “dörtyüzelli Türk Lirası idari para cezası” şeklinde, (c)
bendinde yer alan “yüz milyon lira para cezası” ibaresi “ikiyüzyirmi Türk Lirası
idari para cezası” şeklinde değiştirilmiştir.
[33] 17/1/2012 tarihli ve 6270 sayılı Kanunun 17 nci maddesi ile bu fıkrada
yer alan “yüz milyon lira para cezası” ibaresi “ikiyüzyirmi Türk Lirası idari
para cezası” şeklinde değiştirilmiştir.
[34] 17/1/2012 tarihli ve 6270 sayılı Kanunun 17 nci maddesi ile bu maddenin
birinci fıkrasında yer “beşyüz milyon lira para cezası” ibaresi “binikiyüz Türk
Lirası idari para cezası” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “yüzmilyon lira
para cezası” ibaresi “ikiyüzyirmi Türk Lirası idari para cezası”şeklinde
değiştirilmiştir.
[35] 4/4/2015
tarihli ve 6645 sayılı Kanunun 39 uncu maddesiyle, bu fıkrada yer alan “71 inci
maddesi hükmüne” ibaresinden sonra gelmek üzere “ve bu maddenin son fıkrasında
anılan yönetmelik hükümlerine” ibaresi eklenmiştir.
[36] 4/4/2015 tarihli ve 6645 sayılı Kanunun 35 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “ve 65 inci” ibaresi madde metninden çıkarılmıştır.
[37] 9/3/2021
tarihli ve 31418 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3592 sayılı Cumhurbaşkanı
Kararı ile bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen sürelerin
17/3/2021 tarihinden itibaren iki ay uzatılmasına karar verilmiştir. Daha sonra
30/4/2021 tarihli ve 31470 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 3930 sayılı
Cumhurbaşkanı Kararı ile bu maddenin birinci ve ikinci fıkralarında belirtilen
sürelerin 17/5/2021 tarihinden itibaren 30/6/2021 tarihine kadar uzatılmasına
karar verilmiştir.
[38] 23/7/2020 tarihli ve 7252 sayılı Kanunun 5 inci maddesiyle, birinci fıkraya “haller ve benzeri sebepler” ibaresinden sonra gelmek üzere “, belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi, işyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi, ilgili mevzuatına göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinde işin sona ermesi halleri” ibaresi eklenmiş ve dördüncü fıkrada yer alan “altı aya” ibaresi “her defasında en fazla üçer aylık sürelerle 30/6/2021 tarihine” şeklinde değiştirilmiştir.
[39] Anayasa
Mahkemesinin 8/11/2023 tarihli ve E.: 2020/75; K.: 2023/188 sayılı Kararı ile
bu fıkranın birinci cümlesinde yer alan “…13/5/2014 tarihinde meydana gelen
maden ocağı kazası sonrasında…” ibaresi iptal edilmiştir.